EBEDİ SÜRGÜNLER : MUSTAFA SUPHİ’LER

200px-MSuphiFEVZİ KARADENİZ

28-29 Ocak (1921) Türkiye Komünist Partisi Başkanı Mustafa Suphi, Sekreteri Ethem Nejat ve Yoldaşlarının vahşice katledilişlerinin yıldönümüdür.
Moskova’da, Bakü’de, Berlin’de sürgünde yaşayan TKP Merkez Komitesi Yöneticileri bizzat Türk Hükümetinin daveti üzerine Batum’dan Türkiye’ye giriş yaptılar.
Ankara’da Hükümet yetkilileriyle –bazı belgelere göre Mustafa Kemal’le- görüşmeleri beklenen Mustafa Suphi ve Yoldaşları Kars’ta alıkonuldular. Çevreden halk kışkırtılarak, linç ortamı oluşturuldu. O koşullar altında Ankara yerine Trabzon’a yönlendirildiler. Yol boyunca linç girişimlerine, kaba hakaretlere, fiziki saldırılara maruz kaldılar. Açıkcası önceden tasarlanan bir senaryo yürürlüğe konmuştu. Trabzon’da onları katilleri bekliyordu.
Bir Taka’ya bindirilen 15 komünist Sürmene yakınlarında, denizin ortasında –elleri arkadan bağlıyken- Yahya kaptan ve adamları tarafından kamalarla hançerlenerek Karadeniz’e atıldılar. Nazım’ın;
“Kalbime saplandı onbeş kara saplı bıçak
Kalbim çarpıyor, kalbim yine çarpacak” dizeleri Onlar içindi.
*****
“Yaralarım tuz içinde kanıyor
Uyku basmış ela gözler sönüyor
Bir yanımda Suphi, Nejat ölüyor
Bir yanım deryada çalkanır şimdi.”
Ruhi Su’nun dokunaklı sesi Onları anlatıyordu.
*****
28-29 Ocak 1921 Türkiyeli komünistler için bir dönüm noktasıdır. Aynı zamanda bir kırılma tarihidir. O tarihten sonra Anadolu’nun her yerinde 30’lu, 40’lı, 50’li yıllarda komünistlere karşı sürek avı başlatıldı. İzlendiler, zindanlara atıldılar, kürek cezasına çarptırıldılar.
İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den, Eskişehir’den Adana’ya, Diyarbakır’a, Elazığ’a, Sinop’a sürüldüler.
O yıllar komünistlerin resmi yazılar yazılarak, tutanak tutularak sürgünle cezalandırıldıkları yıllardır. Kendi ülkelerinde, gözetim altında bir nevi rehin tutuluyorlardı. Ruhi Su, Vedat Türkali, Mihri Belli, Ahmed Arif ve daha niceleri….
Bu esirlikten kurtulup, kendileri sürgün yolunu seçenler de oldu: İsmail Bilen, Dr Hikmet Kıvılcımlı, Nazım Hikmet, Hayk Açıkgöz, Fahri Erdinç ve daha niceleri…. Varna’da, Sofya’da, Moskova’da, Berlin’de, Lübnan’da sürgünde kaldılar. Ki, Sürgünler meclisimizin Kongre kararıyla onur üyelerimiz sayılmışlardır. Onları her vesileyle anmak aynı zamanda Meclis çalışmalarımızın bir parçası oluyor.
*****
Mustafa Suphi ve Yoldaşları 1921’den beri 28 Ocak’ı 29’a bağlayan gece her yıl anıldılar. Gece karanlığında katledikleri yerde, Karadeniz’e çelenler, demet demet çiçekler bırakıldı.
Sadece bu vahşi cinayetin yıldönümlerinde değil, sürgünlerin ülkeye dönüş dönemlerinde 15’lerin akıbeti hep hatırlandı. Gerek TBKP Yöneticilerinin ve gerekse sonraki yıllarda PKK Barış Gruplarının Türkiye’ye dönüşlerinde Burjuva devletinin hainliğine hep vurgu yapıldı.
Çünkü Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve Yoldaşları Türkiye Komünist Parti’sinin kurucu yöneticileri olmakla birlikte yalnız onların değil, Türkiyeli tüm komünistlerin, sosyalistlerin, devrimcilerin ve de sürgün hayatı yaşayanların hafızasında ve vicdanında hep saygın bir yerde durdular. Değişik siyasi geleneklerden gelen insanlar çocuklarına, torunlarına onların isimlerini koydular.
İşte, ismiyle ve eylemiyle Mustafa Suphi ve Ethem Nejat’ın hayallerini, aziz hatıralarını Karadeniz’in derinliklerinden getirip Kobani’ye bağlayan MLKP gerillası Suphi Nejat Ağırnaslı…..

561 kez okundu.

Check Also

„Exil und Frauen“ – Engin Erkiner

Die Broschüre „Exil und Frauen“ wurde von Engin Erkiner  veröffentlicht. Wir danken Engin Erkiner für …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir