Doğan Özgüden’nin Mednuce TV’de basin özgürlügü konusunda telefonla katkisi

10574264_10152644106578641_3561557612280297785_n

Mednuce televizyonunda 27 Temmuz 2014’te Koray Düzgören yönetimindeki
Medya Gündemi programinda Özgüden’in basin özgürlügü konusunda telefonla katkisi

Sevgili Koray,

Su an stüdyoda seninle ve degerli meslekdaslarimiz Ragip Duran ve Celal Baslangiç’la birlikte olamadigim için üzgünüm. Yine de telefonla bile olsa goruslerimi ifade etmeme imkan verdiginiz için tesekkur ediyorum.

Bizler ideolojik yalanlarla egitilmis bir kusaktaniz, ama bu yalanlar prangasini kirmayi gazetecilik mesleginde görev bildik.

Gazetecilige basladigim 50’l i yillarin basinda 24 Temmuz gelince iki bayrami birden, Lozan Anlasmasi’nin yildonumunu ve de Basin Bayrami’ni kutlamak bize dayatilan meslek etiginin elifbasindandi.

24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Anlasmasi’nin, Kürt halkinin haklarini nasil ayaklar altina aldigini, buna hakli olarak isyan eden bu halkin birbirini izleyen askeri operasyonlarla nasil vahsice ezildigini, hatta yokedilmeye basladigini yillar sonra ogrenecektik.

24 Temmuz basin bayramina gelince, her yil büyük törenlerle kutlanmasina ragmen aslinda bir göz boyamadan ibaret oldugunu da genç bir muhalif gazeteci olarak Demokrat Parti zamaninda baslayan basin dusmanligiyla karsilasinca anlayacaktik.

Gazeteciler Cemiyeti 1946’da kuruldugunda Basin Bayram’inin kutlanacagi bir tarih aranmisti.

Önce Türkiye’de ilk Türkçe gazetenin yayinlandigi gunun yildonumunu seçelim diye dusunulmus, ama 1831’de yayinlanan Takvimi Vekayi’nin ilk gazete olup olmadigi konusunda anlasmazlik ciktigindan Falih Rifki Atay’in önerisiyle 1908’de basindan sansürün kaldirilmasinin yildönümü olan 24 Temmuz seçilmisti.

Ilk alternatif kabul edilseydi bile, yine de bir Türkçe gazetenin Osmanli Imparatorlugu’nda yayinlanan ilk gazete olmadigini ogrenmemiz yillar alacakti.

Herseyden önce ilk Türkçe matbaa ancak 18. yuzyilin ortalarinda kurulabilmisti. Oysa Osmanli Imparatorlugu’nda Museviler, Ermeniler, Rumlar 16. yuzyildan itibaren kendi matbaalarini kurarak cesitli yayinlar gerçeklestirmislerdi.

Ilk gazete ise 1795’te yayinlanan Fransizca Bulletin de Nouvelles’di… 1795′ ten Cumhuriyet dönemine kadar 22 ayrı dilde toplam 2046 gazete ve dergi yayınlanmistı. Bunlarin 601’i ise Ermenice’ydi.

Bunu neden vurguluyorum.

Osmanli, bu Ermeni gazetecilere sükran borcunu, onlari 24 Nisan 1915’te birçok Ermeni aydiniyla birlikte tutuklayip surgune göndermek, birçogunu da katletmek suretiyle ödeyecekti.

Ya son yillarda devlet terorunun kurbani Hrant Dink ve onlarca Kürt gazetecisi?

Basin Bayrami olarak seçilen “sansürün kaldirilmasinin yildönümü” aldatmacasina gelince.

Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak 1955’te Izmir’de Basin Bayrami kutlamasina katilmistim, coskuluydum. Ne ki iki ay geçmeden o utanç verici 6-7 Eylul olaylarindan sonra çalistigim muhalif gazetenin yazi isleri muduru tutuklanmisti.

Ondan sonra da ülkemiz basinina uygulanan sansür, oto-sansür, yasaklama, tutuklama, yayin yasaklari hiç bitmedi ki, neyin kutlamasini yapiyoruz?

Sadece su son bir yilda su veya bu sekilde isinden edilen gazeteci sayisi 384’’u buluyor.

Hâlâ onlarca gazeteci, dagitimci hapislerde, Teror yasasindan yeni yeni davalar açiliyor.

Bu kosullarda neyin bayrami?

Ana akim medyaya, gazeteleriyle, televizyonlariyla, zaten her gün bayram.

Su siradaki cumhurbaskanligi seçim kampanyasinin bu medyadaki yansimasi tek kelimeyle utanç verici…

Ya Türk-Islam Sentezi’nin koçbasi Tayyip Erdogan ya da bu sentezin yan ürünü Ekmeleddin.

Türkiye için gerçekten demokratik, laik ve barisçil bir çozumun sozculugunu yapan 3. aday Selahattin Demirtas’in varligi neredeyse yok sayiliyor.

Kendisine demokratlik ve hatta solculuk yakistiran bir kisim medya bile, gerçekte neyi temsil ettigine bakmaksizin “Ille de Ekmeleddin” diyor. Haydi, Ekmeleddin’in CHP’den ziyade MHP’nin adayi oldugunu bir yana koyalim, ya yillarca genel sekreterligini yaptigi Islam Isbirligi Teskilati’nin hangi çikarlari ve de tehlikeleri temsil ettiginin farkinda degiller mi?

Daha 1969 yilinda Rabat’ta kurulus toplantisi yapilan bu teskilata Demirel disisleri bakanini Türkiye’yi temsilen gönderdiginde Ant Dergisi’nde kiyameti kopartmis, bu konuda belgesel bir kitap yayinlamistik. 12 Mart’ta bizim yayinlarimiz susturuldu. Islam Isbirligi Teskilati’na yakinlasma Kenan Evren’in cumhurbaskani olarak bizzat zirveye katilmasiyla tam bir ubudiyete donustu.

Cankaya Kosku’nun son yillardaki konuklarina bakin. Turgut Özal, Süleyman Demirel, Abdullah Gül hepsi yesil Islam sermayesinin bendeleri… Ister Tayyip gelsin, ister Ekmeleddin. Degisen bir sey olmayacak.

Ve de ana akim medya, yandasiyla karsitiyla, Türk-Islam Sentezi’nin yeni bir zaferi için seferber durumda.

Evet dostlar, bu çalisan ve ozgur gazetecilerin bayrami degil, ana akim medya patronlarinin bayrami…

Bizler ise, gerçek basin bayramini, omrumuz elverirse, Selahattin Demirtas’in seçim bildirgesinde açikladigi hedefler tamamen gerçeklestigi gun kutlayacagiz.

477 kez okundu.

Check Also

Türkiye hapishanelerindeki politik tutsaklarla dayanışma amacıyla, Mannheim’da “Özgürlüğün Sesi” bir kez daha sergilendi

Türkiye hapishanelerindeki politik tutsaklarla dayanışma amacıyla, “Görülmüştür Kolektifi” ve “Red Fotoğraf Grubu” ile birlikte hazırlanan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir