Allmende`de Kitap Tanıtımı ve Söyleşisi: “KEŞKE BİR ÖPÜP KOKLASAYDIM”

Allmende`de Kitap Tanıtımı ve Söyleşisi: "KEŞKE BİR ÖPÜP KOKLASAYDIM"<br />Bir Kolektif Hafıza Olarak 12 Eylül<br />Eylem Delikanlı<br />Senem Babaoğlu ve Yılmaz Yukarıgöz (Hangout)<br />14 Şubat 2014 Cuma, Saat 18:00<br />Allmende<br />Kottbusser Damm 25-26, 10967 Berlin</p><p>KEŞ̧KE BİR ÖPÜP KOKLASAYDIM, yakın tarihimizin en travmatik toplumsal dönüşümü olan 12 Eylül ve baskı rejiminin 33 hikaye üzerinden yeni bir kaydını tutarak, darbeyle yüzleşme ve kolektif hafıza tartışmalarında yeni bir sayfa açıyor. Bu kitapta hayatları çoktan çizilmiş, fotoğraf albümleri her daim eksik çocukların, binbir zorluğa direnen anne ve babaların, kardeşlerin, eşlerin, sevgililerin hikayeleri anlatılıyor...</p><p>Allmende, Gökkuşağı Kitapevi<br />www.allmendeberlin.de<br />www.regenbogen-buch.net</p><p>Kitabin facebook sayfasi:<br />www.facebook.com/keskebiropupkoklasaydim?fref=ts</p><p>Kitap Arka Kapak Yazısı:<br />" Zaman geçiyor, dünya değişiyor ve hayatlarımız yeni ufuklara açılıyor günbegün. Ama bir şeyler kalıyor geçmişten, bir türlü kabuk bağlamayan ve inceden sızlayan bir yara gibi, 12 Eylül gibi. Keşke Bir Öpüp Koklasaydım, işte bu yaraya dokunuyor. Yakın tarihimizin bu en travmatik toplumsal dönüşümünün ve baskı rejiminin yeni bir kaydını tutarak, cezanın yalnızca cezaevlerinde çürütülenlere değil, onların ailelerine ve aslında toplumun tamamına da kesilmiş olduğunu, kısacası bir mahpusluk halinin dışarıda kalanlar için de oluşturulduğunu gösteriyor. Bu kitapta çocukların, kaderleri çoktan çizilmiş, anne ve babalarıyla nice yıllar sonra tanışabilmiş, 12 Eylül’ün üzerine doğmuş, içinde yoğrulmuş çocukların, küçücük yaşlarda bir yetişkinin bile taşıyamayacağı sırları, dertleri yüklenmiş, sevgili anne ve babalarına reva görülen işkenceleri dost masalarında çok uzun yıllar sonra öğrenmiş, fotoğraf albümlerinde hep büyük boşluklar bulunan çocukların hikâyeleri anlatılıyor. Geçmişleri mahkum, gelecekleri ellerinden alınmış mücadele insanlarının hikâyeleri. Bin bir zorluğa direnen, kimi zaman çözülen kimi zaman destan yazan ailelerinin hikâyeleri. Sıradan anne ve babaların, kardeşlerin, sevgililerin cezaevi ve mahkeme kapılarındaki inancının, kararlılığının ve örgütlen-mesinin hikâyeleri. Hayatlarını yeni koşullara göre yeni baştan düzenleyen, pes etmeyen, üreten ve dışarıdaki dayanışmayı örgütleyen kadınların hikâyeleri. Onlar komşumuz, akrabamız, öğretmenimiz belki; onlar işçi, öğrenci, berber, memur emeklisi… Keşke Bir Öpüp Koklasaydım, trajik bir döneme değiniyor olsa da anlatılanlar, geride kalanların beslediği umut, gösterdiği fedakârlık ve yardımlaşma, en önemlisi hiç yitirmedikleriinançları, bize insan olmanın güzelliğini ve bu güzelliğin ışığıyla geleceğin daha da aydınlanacağını gösteriyor. "

435616

Allmende`de Kitap Tanıtımı ve Söyleşisi: “KEŞKE BİR ÖPÜP KOKLASAYDIM”
Bir Kolektif Hafıza Olarak 12 Eylül
Eylem Delikanlı
Senem Babaoğlu ve Yılmaz Yukarıgöz (Hangout)
14 Şubat 2014 Cuma, Saat 18:00
Allmende
Kottbusser Damm 25-26, 10967 Berlin

KEŞ̧KE BİR ÖPÜP KOKLASAYDIM, yakın tarihimizin en travmatik toplumsal dönüşümü olan 12 Eylül ve baskı rejiminin 33 hikaye üzerinden yeni bir kaydını tutarak, darbeyle yüzleşme ve kolektif hafıza tartışmalarında yeni bir sayfa açıyor. Bu kitapta hayatları çoktan çizilmiş, fotoğraf albümleri her daim eksik çocukların, binbir zorluğa direnen anne ve babaların, kardeşlerin, eşlerin, sevgililerin hikayeleri anlatılıyor…

Allmende, Gökkuşağı Kitapevi
www.allmendeberlin.de
www.regenbogen-buch.net

Kitabin facebook sayfasi:
www.facebook.com/keskebiropupkoklasaydim?fref=ts

Kitap Arka Kapak Yazısı:
” Zaman geçiyor, dünya değişiyor ve hayatlarımız yeni ufuklara açılıyor günbegün. Ama bir şeyler kalıyor geçmişten, bir türlü kabuk bağlamayan ve inceden sızlayan bir yara gibi, 12 Eylül gibi. Keşke Bir Öpüp Koklasaydım, işte bu yaraya dokunuyor. Yakın tarihimizin bu en travmatik toplumsal dönüşümünün ve baskı rejiminin yeni bir kaydını tutarak, cezanın yalnızca cezaevlerinde çürütülenlere değil, onların ailelerine ve aslında toplumun tamamına da kesilmiş olduğunu, kısacası bir mahpusluk halinin dışarıda kalanlar için de oluşturulduğunu gösteriyor. Bu kitapta çocukların, kaderleri çoktan çizilmiş, anne ve babalarıyla nice yıllar sonra tanışabilmiş, 12 Eylül’ün üzerine doğmuş, içinde yoğrulmuş çocukların, küçücük yaşlarda bir yetişkinin bile taşıyamayacağı sırları, dertleri yüklenmiş, sevgili anne ve babalarına reva görülen işkenceleri dost masalarında çok uzun yıllar sonra öğrenmiş, fotoğraf albümlerinde hep büyük boşluklar bulunan çocukların hikâyeleri anlatılıyor. Geçmişleri mahkum, gelecekleri ellerinden alınmış mücadele insanlarının hikâyeleri. Bin bir zorluğa direnen, kimi zaman çözülen kimi zaman destan yazan ailelerinin hikâyeleri. Sıradan anne ve babaların, kardeşlerin, sevgililerin cezaevi ve mahkeme kapılarındaki inancının, kararlılığının ve örgütlen-mesinin hikâyeleri. Hayatlarını yeni koşullara göre yeni baştan düzenleyen, pes etmeyen, üreten ve dışarıdaki dayanışmayı örgütleyen kadınların hikâyeleri. Onlar komşumuz, akrabamız, öğretmenimiz belki; onlar işçi, öğrenci, berber, memur emeklisi… Keşke Bir Öpüp Koklasaydım, trajik bir döneme değiniyor olsa da anlatılanlar, geride kalanların beslediği umut, gösterdiği fedakârlık ve yardımlaşma, en önemlisi hiç yitirmedikleriinançları, bize insan olmanın güzelliğini ve bu güzelliğin ışığıyla geleceğin daha da aydınlanacağını gösteriyor. “

606 kez okundu.

Check Also

Hrant Dink katledilişinin 17. Yılında Nürnberg`de Anılacak!

Düzenleyicileri arasında Avrupa Sürgünler Meclisi (ASM) ninde yer aldığı 19 Ocak 2024 tarihinde yapılacak etkinlikle …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir