Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
1857 yılında New York’ da Konfeksiyonda çalışan kadın işçilerin iş saatlerinin azaltılması, ücretlerin yükseltilmesi ve diğer çalışma koşullarının düzeltilmesi için direnişe geçtikleri gün.
Patronların hizmetindeki atlı polisler kadın işçilere vahşice saldırdılar ama o günün tarihe geçmesi engellenemedi.
1910 yılında toplanan 2. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında Clara Zetkin’ in önerisiyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edildi.
O tarihten sonra dünyanın bütün ülkelerinde gerek faşizm koşullarında, despot iktidarlar altında, gerekse nispi demokratik ortamlarda fabrikalarda, işyerlerinde, okullarda, salonlarda, caddelerde, meydanlarda 8 Martlar hep kutlana geldi. Emekçi kadınlar her 8 Martta tarihsel taleplerini, güncel istemlerini dile getirdiler, haykırdılar.
1960’lı yıllardan sonra dünyada feminist hareketin yükselmesi ve genel kadın bilincinin gelişmesiyle birlikte 8 Martlar artık sadece Dünya Emekçi Kadınlar günü olarak değil, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı.
Türkiye’de ilk kitlesel kutlama 1975’in 8 Martında İlerici Kadınlar Derneği (İKD) derneğinin kuruluş çalışmaları sırasında yapıldı. İstanbul’da Dostlar Tiyatrosundaki kutlamaya 500 civarında kadın katıldı.
8 Mart Dünya Kadınlar günü söz konusu olduğunda İKD’yi anmamak hem haksızlık hem de gerçeği inkâr anlamına gelir. Kadınların taleplerini (tamamen feminist anlamda olmasa da) ilk defa derli toplu bir biçimde Türkiye’nin gündemine sokan İKD dir.
Nitekim bu çalışmalardan ötürü iktidarın hışmına uğradı. Ecevit hükümeti zamanında Sıkıyönetim tarafından faaliyetleri yasaklandı.
1975 yılında kurulan İKD 1979’da kapatıldığında Türkiye’de 33 il ve ilçede şubesi, 35 tane de temsilciliği vardı. Üyesi sayısı 15bin, sempatizan kitlesi 50 bin civarındaydı. Yayın organı Kadınların Sesi 30 bin basıyordu.
Türkiye’nin yalnız batı illerinde değil, Diyarbakır’da, Van’da, Batman’da, Ergani’de, Lice’de Kürt kadınları ilk defa örgütleyen evlerinden çıkaran, sokağa çağıran, eğitimler, yürüyüşler, geceler, mitingler düzenleyen de İKD olmuştur.
Bugün ise kadın hareketi tamamen başka bir evrededir. Teorik donanım, fikirsel çeşitlilik, kitlesellik büyük bir ivme kazanmıştır.
Kürt kadınları açısından bu daha belirgindir. (Ulusal bilincin de etkisiyle) Yıllardır, on yıllardır acılarının peşinden koşuyorlar. Sokaktalar, meydanlardalar, dağda gerilladalar.
Bu 8 Martta bir kere daha Roboski’li annelerle, Cumartesi Anneleriyle ve Şengal’de, esir alınan Ezidî kadınlarla dayanışmayı yükseltelim.
Kobani’de İŞİD vahşetine karşı savaşan kadınlara, Rojova’da yeni bir yaşam kuranlara selam olsun!
8 Mart Türkiye’nin ve dünyanın tüm emekçi kadınlarına kutlu olsun.
Fevzi Karadeniz
668 kez okundu.