”Güneşin olsun gönlünde\ Kar bile yağsa, ya da fırtına olsa,\ Gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa\ Güneşin olsun gönlünde…”
Acılıyız! Öfkeliyiz! Ve bir kez, bir kez daha öfkeliyiz; bu uğurlanışınızda da yanınızda olamayacağız!!!
Bir bayramın ertesinde; buruk tebessümlü çocuklara götürecekleri umutlar için düşmüşlerdi yollara. Yolculukları bölündü; daha biraz önce heyecandan yerine sığmayan kalpleri-bedenleri-gülüşleri şarapnellerle paramparça edildi, duvarları-yerleri kızıla boyadı! Ailelerinin, yoldaşlarının kucakladığı bedenler; bacaklar-kollar halinde ortalığa saçıldı! Vahşetin bu kadarı! Acılıyız-öfkeliyiz!!
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyeleri; “19-20 Temmuz’da Kobane’deyiz” dediler ve Urfa’nın Suruç ilçesinde, Amara Kültür Merkezi’nde buluştular.
Daha dün Hatice Ezgi Saadet, DİHA’ya yaptığı açıklamada; “bu devrim bütün cinsiyet önyargılarının kırıldığı devrimdir” diyordu Rojava için. Gözleri heyecandan-mutluluktan ışıl ışıldı; Kobane’ye gidiyordu! Ve bugün Pınar Gayıp, onlara biraz önce sarılıp sağ kalan arkadaşları, acılar içinde; “amacımız barıştı, barış için buraya geldik, biraz önce sarıldıklarım paramparça oldular…” diyordu.
Bir katliam daha yazıldı, kanla yıkanmaya mola verilmeyen topraklarımıza; Suruç Katliamı!!! Yara izleri hiç kapanmamış Suruç, koca bir yara daha aldı! Gencecik fidanlar; Kobane’deki yaralara, yoksulluğa, acılı gülüşlere ulaşmak istiyorlardı. Kısa bir süreliğine de olsa onlara; “yanınızdayız-yalnız değilsiniz” mesajlarını götürmek için yola düştüler. Tıpkı “Avrupa Enternasyonal İnsan Hakları Dayanışma” kurumları gibi özgürce Kobane’ye girip, onlar da; hem de direk yoldaşları olarak el uzatmak istediler. Avrupa’dan gelen kaç grup kendilerinden önce o topraklara girebilmişti! Şimdi sıra onlardaydı!!!
Sevinçliydiler. Bu yolculukla, buruk gülüşlere küçücükte olsa umut götürmenin sevincindeydiler. VE APANSIZ ŞARAPNELLERLE DELİK DEŞİK EDİLDİ BU GENCECİK-UMUTLU GÜLÜŞLER!
30’dan fazla genç bu hain saldırıyla aramızdan ayrıldı. 100’ü aşkın da yaralı acılar içinde kaldı.
Amara Kültür Merkezi’nin önünden Antep’e doğru götürülmek istenen cenaze konvoyuna bile gazlarla-kurşunlarla saldırıldı.
Ve Suruç Katliamı’nı protesto etmek için sokaklara çıkanlara saldırılmaya devam edilmekte şu sıralar…
Uzaklardayız! Acımız ne kadar derinse, öfkemiz de o kadar derin!
Ve biliyoruz ki, gencecik fidanlarımızı şarapnellerle paramparça etseler de, cansız bedenlerinin toparlanmasını engellemeye çalışsalar da; ONLAR BİZİM FİDANLARIMIZ OLARAK TARİHE-YÜREKLERİMİZE YAZILMAYA DEVAM EDECEKLER.
SURUÇ KATLİAMINI, YÜREĞİMİZE SIĞMAYAN ACIMIZ-ÖFKEMİZLE LANETLİYORUZ!
Avrupa Sürgünler Meclisi
497 kez okundu.