Coğrafi Çekinceyi Kaldırın, Suriyeli Sığınmacılara Mülteci Statüsü Verin

CPcjCG4WoAAlgaQ

2011 yıllından bu yana ülkemizde bulunan Suriyeli sığınmacılar, yaşamlarını riske ederek Türkiye’yi terk etmek istiyor. Son günlerde denizlerde yaşanan ölümlerden sonra birkaç gündür Edirne sınırına doğru yüzlerce Suriyeli sığınmacının yürümeye başladığını, yürüyerek sınıra ulaşmaya çalışan sığınmacıların birçok noktada bekletildiklerini, geri dönmemeleri halinde kendilerine müdahale edileceğinin kendilerine bildirildiğini medyadan izlemekteyiz.

On binlerce Suriyeli sığınmacının bu süreçte deniz ve kara sınırlarını aşarak Türkiye’yi terk etmek istemesinin temel nedeni, Suriyeli sığınmacıların artık Türkiye’de bir gelecek ve gelecek güvencesi görmemelerdir. Kamuoyuna yansıtılanın aksine Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Suriyeli sığınmacıları mülteci olarak kabul etmemekte ve mülteci statüsü vermemektedir. Bunun nedeni ise, Türkiye’nin tarafı olduğu 1951 tarihli BM Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin Sözleşmesine (Cenevre Sözleşmesine) koyduğu ve aynı şekilde 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununda (YUKK) koyduğu coğrafi çekincedir. Bu çekinceye göre Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler dışında gelen sığınmacılara mülteci statüsü vermemektedir. Suriye Arap Cumhuriyeti, Avrupa Konseyi üyesi olmadığından Türkiye Cumhuriyeti devleti, kendisine sığınmış bu milyonlarca Suriyeli sığınmacıya mülteci statüsü vermemektedir.

Sayısı milyonları bulan bu sığınmacı grubu, 6458 sayılı YUKK kapsamında ‘Geçici Koruma Statüsü’ sahibi kimseler olarak kabul edilmektedir. Geçici koruma statüsü ise Suriyeli sığınmacılara uluslararası hukuk anlamında mültecilik statüsünün tanıdığı hak ve özgürlükleri sağlamamaktadır. Aksine geçici koruma statüsü, Suriyeli sığınmacılara, güvenli üçüncü ülkelere mülteci olarak başvuru hakkını engellediği gibi, bu statü için belli bir sürede öngörülmemesi nedeniyle bu statüye alınan sığınmacılar bakımından uzun yıllara yayılan tam bir belirsizlik hali yaşanmaktadır.

Suriyeli sığınmacılar, beş yılla yaklaşan ve süresi belli olmayan geçici koruma statüsü nedeniyle başta barınma, çalışma, sağlık, eğitim hakkında bakımından geçici ve gündelik çözümlerle idare edilmeye çalışılmaktadır. Milyonlarca Suriyeli sığınmacı, (sayısı 260 bin olarak ifade edilen kamplarda barındırılan kimseler dışında) kaderlerine terk edilmiş durumdadır. Suriyeli sığınmacıları bu şekilde, geçici çözümlerle bekletme hali bugün artık ciddi risklere yol açmak üzeredir. Milyonlarca Suriyeli sığınmacının gelecekleri bakımından yaşadıkları bu belirsizlik hali nedeniyle bugünlerde hep birlikte izlediğimiz Türkiye’den kaçış hikâyelerinin daha fazla acı ve dram üretmemesi için Suriyeli sığınmacılar bakımından hiçbir hukuki güvence içermeyen ‘misafirlerimiz’ söylem ve yaklaşımından vazgeçilerek, kalıcı ve mülteci statüsü sağlayan düzenlemeye ihtiyaç olduğu açıktır.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin daha fazla sığınmacının ölümüne engel olmak için yapması gereken tek ve nihai çözüm, başta Suriyeliler olmak üzere ülkesine gelmiş Avrupa Konseyi üyesi ülkeler dışında gelen tüm sığınmacılara yönelik coğrafi çekincesine bir an önce son vererek bu kimseleri mülteci kabul etmesidir.

Resmi rakamlara göre sayıları hali hazırda 1.9 milyona ulaşan Suriyeli sığınmacılar için bu şekilde kalıcı bir çözüm üretilmemesi halinde yakın zamanda yayınlanan ve basına yansıyan ‘Suriyelilerin kayıtlı oldukları illerin sınırları dışına çıkmasını yasaklayan’ genelge de dahil olmak üzere güvenlik yaklaşımı içeren tedbirlerin insan ticaretini ve kaçakçılığını artıracağı, bunun da sığınmacılar için ciddi riskler yaratacağı açıktır.

Başta hükümet ve yetkili kuruluş olan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne defaten sesleniyoruz. Cenevre sözleşmesine ve YUKK’a konan coğrafi çekinceyi kaldırın. Suriyeli sığınmacılar dahil olmak üzere ülkemize gelmiş sığınmacılara mülteci statüsü verin.

İnsan Hakları Derneği Mülteci Hakları Komisyonu

310 kez okundu.

Check Also

Freedom protests for Ecevit Piroğlu in Europe

Freedom protests for Ecevit Piroğlu in Europe One of the demonstrations held in front of …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir