20. Yüzyılın ilk büyük insanlık suçu: Ermeni Ulusuna yönelik Soykırım

20. Yüzyılın ilk büyük insanlık suçu: Ermeni Ulusuna yönelik Soykırım

20. Yüzyılın ilk büyük insanlık suçu olarak tarihe geçen Ermeni ulusuna yönelik kanlı soykırımın 104. Yılı.

1915’te Osmanlı İmparatorluğu tarafından -Alman emperyalizminin desteğiyle- gerçekleştirilen, dönemin İttihat ve Terraki hükümetince organize edilen, ‘Teşkilat-ı Mahsusa’ örgütlenmesi ve ‘Hamidiye Alayları’ eliyle bizzat uygulanan zoraki tehcir, sürgün ve toplu katliamlar sonucu Ermeni, Asuri, Süryani, Helen halkına mensup milyonlarca insan korkunç bir soykırıma maruz kaldılar.

24 Nisan 1915’de binlerce Ermeni aydın, yazar, siyasetçi operasyonlarla önce tutuklanmış, bir kısmı katledilmiş bir kısmı sürgüne gönderilmiştir. Bu tarih aynı zamanda Ermeni ulusunun “büyük felaket” olarak nitelediği soykırımın fitilinin ateşlenmesidir. Devamında 1922’ye kadar devam eden bir süreç yaşanmıştır. 1.5 milyon Ermeni öz yurtlarından katliamla, sürgünle sökülüp atılmıştır.

Ermeni soykırımı, Türk şovenizminin en büyük, en vahşi, en gaddar, en kanlı besin kaynağı olmuştur. Ermeni soykırımı sadece Ermeni ulusunun ve halkının bir travması değil, Türkiye toplumunun siyasal-ideolojik travmasıdır. Bu soykırım süreci sadece Ermenilerle sınırlı kalmamıştır. Aynı perspektifle mazlum Süryani, Ezidi halkları da bu süreçten nasibini almıştır. Süngüler, namlular bu milliyet ve inanç kesimlerine de yönelmiştir. Faşist Türk egemenleri bu şekilde Türkiye denen coğrafyanın en büyük toplumsal, sosyal çölleştirme operasyonunu gerçekleştirmiştir. Karadeniz’de Pontus Rumları ve Ege’de Rumlarda bu süreçten kısa zamanda nasibini almıştır.

Faşist Türk devleti bu günde  başta Kürt Ulusu olmak üzere Alevilere ve diğer inanç ve milliyetlere düşmanlık siyasetini sürdürmektedir.

Ermeni soykırımının 104. Yılında  görev,  faşist devlete onun şovenist gerici tüm yaklaşımlarına karşı mücadele etmektir. Ezilen tüm ulus, milliyet ve mezheplere kayıtsız şartsız tam özgürlük, tam hak eşitliğini savunmak, onların haklı mücadelesinin yanında olmaktır.

Ermeni soykırımını şiddetle kınarken bu zihniyetin hala devam ettiğini T.Kürdistanı’ndaki saldırganlıkta somutlaştığını görmek gerekmektedir. Soykırımcı, katliamcı, tekçi, asimilasyoncu, inkarcı devlete karşı sokakta, meydanda her alanda mücadele edilmelidir.

Mahmut Özkan

23 Nisan 2019

62 kez okundu.

Check Also

Türkiye hapishanelerindeki politik tutsaklarla dayanışma amacıyla, Mannheim’da “Özgürlüğün Sesi” bir kez daha sergilendi

Türkiye hapishanelerindeki politik tutsaklarla dayanışma amacıyla, “Görülmüştür Kolektifi” ve “Red Fotoğraf Grubu” ile birlikte hazırlanan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir