TÜRKiYE HAPISHANELERİNDE NÜFUS ve KEYFİ CEZALAR ARTIYOR!
Görülmüştür Ekibi olarak dönem dönem yayınladığımız makalelerde, araştırma yazılarında hapishanelerde –özellikle siyasi tutsaklara yönelik- yaşanan hak ihlallerine birinci elden tanık ifadeleriyle yer verdik. Vermeye devam ediyoruz. Özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP hükümetinin –devletinin “savaş konsepti” hapishanelere de yansıdı. Keyfi uygulamalar, cezalar ve fiziki işkence başladı. Bu konuda gerek bizim web sitemizde gerekse diğer basın organlarında haberleri görmek mümkün.
Hep yazdığımız ve konuşmalarımızda altını çizdiğimiz bir nokta vardı. Bu ülke tarihinin en karanlık yıllarında, 12 Eylül döneminde bile hapishanelerdeki “doluluk” oranı bu boyutta değildi. Artan nüfus da açıklamıyor bu durumu. Devletin zor-şiddet politikası ve muhalif düşünceye bile “ceza-i müeyyede” uygulaması ilk nedendir.
AKP, Düne kadar kendi çeperlerinde olan basın kurumlarıyla arası açılınca onlara da saldırmaya başladı. Düne kadar bizim siyasi tutsaklara yolladığımız ve aldığımız mektuplarda görece ifade özgürlüğümüz vardı. Bu gün ne yazarsak yazalım “sakıncalı” sayılıp el konuluyor. En son Suruç katliamı hakkında, ekibimizden bir arkadaşımızın yazısının ve katledilenlerin olduğu bir kartpostal “yasaklandı”. Hapishanelere yollanan bu 100 kartpostalın akıbeti meçhul. Bu durumu tutsakların sorumuz üzerine “almadık” yanıtlarından anlıyoruz.
Düne kadar serbest olan siyasi örgüt- parti yayın organları da yasaklanmaya başlandı. Biliyoruz ki “yasal yayın yasaklanamaz”. Ne yapıyor cezaevi yöneticileri? Yayınları hasır altı ediyorlar. Biz de edemesinler diye taahhütlü yollamak yani daha çok para harcamak zorunda kalıyoruz.
Dün (1 Eylül 2015) içlerinde bizim de olduğumuz 21 kurum “Hapishanelerdeki yayın yasağına hayır” diyen bir basın açıklaması yaptık. Açıklamada bırakınız siyasi dergi ve gazeteleri, mizah dergilerine ve KAOS GL’nin dergisine bile yasak konulduğunu, bunu kabul etmeyeceğimizi belirttik.
Bu konudaki çalışmalarımız – itirazımız devam edecektir. Hep söylüyoruz tekrar edelim. Bu uygulamalara karşı toplu mektup da bir mücadele yöntemidir. Savaş konseptini uygulamak için “çok gönüllü” olan cezaevi müüdürlerine, gardiyanlarına, mektup okuma komisyonlarına bu insanların yalnız olmadığını gösterelim. Bir adres de biz alıp, bir mektup da biz yollayalım.
Bu durum değerlendirmesinden sonra yazının başlığına dönersek.
Türkiye Hapishanelerinde nüfusun arttığını istatistiklerle, karşılaştırmalı olarak açıklayan, ekibimiz tarafından tercüme edilen bir araştırma yazısını aşağıda yayınlıyoruz.
Görülmüştür Ekibi
02.09.2015
Türkiye’deki Cezaevlerine ilişkin Önemli Veriler
Cezaevi Araştırmaları Uluslararası Merkezi (International Center for Prison Studies – ICPS) verilerine göre Türkiye’deki cezaevi nüfusu 2000 yılındaki 49512’den, 2015’te 165033’e artmış durumda. Adalet Bakanlığı’nın kayıtlarına dayanan bu verilerde dikkat çeken, resmi kapasitenin 163129 olmasına rağmen, kapasiteden fazla mahkumun bu cezaevlerinde tutuluyor oluşu. Eurostat verilerinden alınmış Mart 2015 nüfus sayımı sonuçlarına göre (77.88 milyon) her 100000 kişiden 212’si mahkum durumda. Bu oran da 2000 yılındaki 73’ten, günümüzdeki 212’ye ulaşmış durumda. Aşağıdaki tabloda ICPS’in bu önemli verilerini paylaşıyoruz:
Kaynak: http://www.prisonstudies.org/country/turkey
(Erişim Tarihi: 1 Eylül 2015)
Görülmüştür Ekibi
508 kez okundu.