Demokratik Kurumlardan Çağrı; Türkiye Kuzey Suriye’ye yönelik saldırgan politikalardan vazgeçmeli, savaş suçları soruşturulmalı, sorumlular cezalandırılmalıdır!

suriye-savas

TÜRKİYE KUZEY SURİYE’YE YÖNELİK SALDIRGAN POLİTİKALARDAN VAZGEÇMELİ,
SAVAŞ SUÇLARI SORUŞTURULMALI, SORUMLULAR CEZALANDIRILMALIDIR!

Bizler aşağıda imzası bulunan insan hakları kurumları, demokratik, sivil kurumlar ve siyasi örgütler olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kuzey Suriye’ye yönelik saldırgan politikasını meşru, hukuki olarak kabul etmiyor ve bir an önce bu tutumdan tamamen vazgeçmesini talep ediyoruz.
Birleşmiş Milletler anlaşmasına ve uluslar arası hukuka göre bir savaş ancak meşru müdafaa hali, BM Güvenlik Konseyi kararı ve egemenlik alanlarına asker gönderilen ülkenin rızası halinde hukuka uygun olabilir. Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik saldırıları bu üç şartın hiçbiriyle uyumlu değildir.
Türkiye’nin yaşadıkları toprakları koruyan kişileri terörist olarak nitelendirmesinin, “harekatın” barış için yapıldığını ileri sürmesinin fiili ve hukuksal bir karşılığı yoktur. Fiilen ve hukuken gerçekleşen, hukuka aykırı bir savaş ve işgal eylemidir.
Bu bağlamda Türkiye demografik yapıyı değiştirme, mülklere el koyma, ülkesindeki sığınmacıları işgal edilen yerlere yerleştirme planlarından vazgeçmelidir.
Gelinen noktada bir ateşkese varılmış olması her ne kadar olumlu olsada. Güven verilmeyen açıklamalar ve saldırıların devam edildiği bilgileri gelmekdir. Türkiye’nin bu işgali bir an önce durdurması ve geri çekilmesi gerekmektedir.
raw_uluslararasi-af-orgutu-rojavada-katledilen-15-sivilin-arasinda-cocuklar-da-var_052395086

9 günlük savaş sırasında tarafların açıklamaları; 18’i çocuk olmak üzere 218 sivilin Türk Devleti ve desteklediği Suriye Milli Ordusu tarafından, 18 sivilin de Kürt güçleri tarafından öldürüldüğü ileri sürmektedir.
Af Örgütünün raporuna göre de Türkiye’nin savaş suçu işlediğine dair açık kanıtlar bulunmaktadır. Örgüte göre. “Meskûn yerlere keyfi saldırılara ilişkin yoğun kanıtlar” bulunmaktadır. Apartmanlar, fırınlar, okullar ayrım gözetmeksizin saldırıya uğramıştır. Raporda Suriyeli Kürt siyasetçi Hevrin Halef’in Türkiye tarafından desteklenen Suriye Milli Ordusu’nun bir parçasını oluşturan Ahrar el-Şarkiye adlı gruba mensup kişiler tarafından öldürüldüğü bilgisi yer almaktadır.
Birleşmiş Milletler verilerine göre 190 bin kişi yerlerinden kaçmak zorunda kalmıştır. Bu yeni mültecilerin, sürgünlerin ve yeni insani dramların varolanlara eklenmesi anlamına gelmektedir.
Türkiye’nin kimyasal silah kullandığına dair iddialar dile getirilmektedir.
Bütün bu savaş suçları uluslar arası kurumlar tarafından araştırılmalı, savaş suçluları yargılanmalıdır.
Haksız ve hukuksuz bir savaşa mecbur edilen, böylesine bir savaşta ülkelerini ve özgürlüklerini korurken hayatlarını kaybeden silahlı kişilerin ölümlerini, yaralanmalarını olağan karşılamamız, kabullenmemiz mümkün değildir. İnsanların ölümüne, yaralanmasına neden olanlar hukuk ve insanlık vicdanı önünde hesap vermelidir.
Asıl olan insandır, insanlığın geleceğidir.
Ne yazık ki, bütün dünyanın seyirci kaldığı 2014 Şengal katliamı ve Ezidi kadınlara yaşatılan zulüm unutulmuş değildir. Şimdi de
Rojava’ da bir arada yaşayan ve ortak bir yaşam kurmuş Arap, Kürt, Asuri, Keldani, Ermeni, Müslüman, Hıristiyan, Ezidi daha bir çok grup ve dinden insan etnik temizlikle, mültecilikle karşı karşıyadır.
Ateşkese rağmen bu tehlike sona ermiş değildir. Işid militanlarının serbest kalması, halen tutuklu olanların da serbest kalma olasılığı insanlık için ciddi tehlike anlamını taşımaktadır. Başlatılan askeri müdahale daha fazla can kayıpları yaşanmadan derhal durdurulmalıdır.
Türkiye artık insanlık krizini daha da derinleştiren, vahşi IŞİD vb. çetelerin güç ve iktidar kazanmasına yol açan Suriye’ye yönelik müdahalesinden vazgeçmelidir.
İnsan hakları, demokrasi ve barıştan yana olan tüm kişi ve kurumları karşı karşıya kaldığımız tehlikeleri görmeye, barış içinde ortak yaşam idealine sahip çıkmaya, insanların yurtlarından sürülmesine karşı çıkmaya, savaşı tamamen durdurmak, savaş suçlularını yargılanması için inisiyatif almaya çağırıyoruz.
– İHD İsviçre Temsilciliği

– İHDD-İsviçre

– BastA!- Basels starke Alternative

– DERGAH ALEVİ BERN
– AVRUPA SÜRGÜNLER MECLİSİ

22/10/2019

210 kez okundu.

Check Also

SÜRGÜNLÜK VE ETNOLOJİ – Engin Erkiner

            Sürgünlükle ilgili incelemeler, bu sürgünlük ülke içinde veya dışında …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir