BU ÜLKE ÖLÜLERİNi BİLE GÖMEMEYENLERİN ÜLKESİDİR

      

 1497462_10203128375745555_2382758483657507212_n

ZEYNEP TOZDUMAN 1(682)


Karanlık ve kirli tarihimize 13 Mayıs 2014’de bir yenisi daha eklendi. Manisa’nın Soma ilçesindeki özel işletmeye ait linyit kömürü üreten maden ocağı yüzlerce insana, işverenin ve gizli ortaklarının kar hırsı ve ihmali yüzünden mezar oldu. Tarihe Soma katliamı olarak not düşülecek bu katliamda ölenler yine gariban ve mazlum emekçilerdir.

 

Yeşil Sermayenin ve apdestli vahşi kapitalizmin, doymak bilmeyen  kar ve kariyer hırsı yüzünden yüzlerce emekçi Soma’da maden ocaklarında  can verdi. Tabutlar bile yetmeyecek kadar çok ölümler yaşadı Soma. En kötüsü de katliam göz göre göre geldi.  Hiçbir tedbir alınmadı. Çünkü, ölecek olanlar yoksul ve emekçi insanlardı. Türkiye tarihine,  en büyük maden faciası olarak geçecek bu acı olay da, ölü sayısı hakkında gelen bilgiler hala kamuoyundan saklanmaktadır. Kimine göre ölü sayısı 283, kimine göre 350 denilse de bunun çok daha fazla olduğunu cümle alem  biliyor. Ölü sayısını az göstermekle halkın öfkesi daha mı az olacak bu mu sizin derdiniz?

 

Ölen onca insanın yakınlarının yürekleri nasıl yanacak hiç düşünmüyorsunuz da ölü sayılarıyla oynuyorsunuz. Bu halkla tam 12 yıldır oynadığınız yetmedi mi yönetenler?

Ölenler arasında Cemal Yıldız isminde 15 yaşında bir çocuğun çalıştırılması üzerine Enerji Bakanı Taner Yıldız ,” Burada 15 yaşında bir çocuk çalıştırıldıysa ben istifa ederim” sözlerini neye dayanarak söylemiştir. Yoksa bu maden ocağının gizli ortağımıdır? sorusu ilk akla gelendir.  Zaten Ölen çocuğun yaşı 14 dahi olsa satılık, işbirlikçi  medya bunu asla 18’den aşağı göstermez.

Bizim ülkemizde merak etmeyin siz! kolay kolay Bakanlar istifa etmez. Sinema sanatçısı Orhan Aydın’ının açıklamasını bir de dinleyin sayın bakan  ‘’ Çocuk işçilerin cesetleri kaçırılıp bilinmeyen yerlere gömülüyor’’  biraz vicdanınız varsa eğer istifa edin. Bu kadar acımasızlık  pes doğrusu dedirtiyor insana. Kirli ve kanlı ellerinizi çekin ölülerimizin üzerinden.Hani istifa edecektiniz ? Sinema sanatçısı ispatladı işte  size çocuk ölümlerini. Sizde hiç vicdan, insanlık, allah korkusu yok mu?

 

Maden ocağından sağ -salim kurtulan canından önce sedyenin kirlenmemesine özen gösteren emekçi Murat Yalçın’nın ambulansta sedyeye bindirilirken, ”çizmelerimi çıkartayım mı ” sözleri ise hepimizi gözyaşına boğdu. Hele ki, bu hareketi niye yaptığını açıklayan ”ola ki maden ocağından sağ kurtulabilen arkadaşları olursa belki üstleri temizdir sedye kirlenmesin” sözlerini duyunca, bir batılı olarak büyük insanlığın doğudan yayıldığına /yayılacağına  inancım tamdır. Murat Yalçın, yoksulluktan ve hükümetin doğu illerinde uyguladığı baskılardan ötürü Ağrı/Eleşkirt’den batıya göç etmek zorunda kalan onbinlerce  yoksul Kürt insanından sadece biridir.


Neden Her kavgada ölen biziz?. Öldükçe çoğalıyoruz diyoruz ama acılarımızı sağaltarak.


19 Ocak 2009’da Agos gazetesinin önünde vurulan basın emekçisi Hrant Dink’in ayakkabıları delikti. Soma’da göçük altından kurtulan Murat Yalçın’da beden emekçisi idi.  İkisi de aynı kan emiciler  tarafından vuruldu.

Bunlar bizim insanlarımız… Vakur, namuslu, onurlu insanlarımız.
Bu gün yüreğim Maden ocaklarından atıyor. Hiç olmadığı kadar acıyor, acıyor,kömür karası oluyor…
Bir de yaşatılan bunca ölümlerden utanmadan, etkili ve yetkili ağızlar 3 günlük yastayız diyorlar  ve timsah gözyaşlarıyla yas ilan ediyorlar. Hem öldür, hem yas tut !. 
Yönetenler bilsin ki, BU YAS BİZİM YASIMIZDIR.

Yas tutacak sistem;  başta  taşeronlaşma ve torba yasasını ortadan kaldırır, halkına biber gazı değil, iş koşullarını ve ücretleri  iyileştirme yoluna gider. Maden faciasında babasını kaybeden acılı bir genç kadına yumruk değil, karanfil uzatır.

 

Soma katliamında en çok ilgimi çeken, beni ikinci kez gözyaşına boğan hadise ise özellikle kamuoyu tarafından bilinmesini isterim. Bu ülkede soykırım ve katliam yaşayan halklar ve inançların Soma’ya en önce sahip çıkmalarıdır. Ülkede yüzyıllardır acı yaşatılan bu halklar ve inançlar, acıyı en iyi bilenler olduğundan olsa gerek ki, onlara acı verenlerin, acılarını anında paylaştılar. Yıllardır makalelerimde hep derim ” Bu ülkenin kadim ”Ermeni, Süryani, Rum, Alevi, Kürt , Ezidi, Arap ” halklarından ve inançlarından öğrenecek daha o kadar çok şeyimiz var ki…Sadece Kültür, Sanat, mimari, Zenaat, Edebiyat alanında değil, İnsan kalabilme alanında da,  bu halklardan çok şey öğrenmemiz gerek.

 

Facia yaşandığı andan itibaren, Amed, Dersim, Silopi, Cizre, İdil, Dersim, Ağrı, Van, Şırnak, Hakkari’de Kürt halkının kalbi Soma’dan attı. Hakkari’de ise esnaf 3 gün kepenk kapatacak , bir hafta yas tutacak. İstanbul, İzmir, Ankara , Bursa gibi Kürt halkı da topyekün bölgenin tamamında sokaklarda ”Soma’nın hesabını soracağız” sloganlarıyla, mesajları, yardımlarıyla Soma’da hayatlarını kaybedenlerin yanında. Roboskili ailelerin açıklamaları ise içimizi daha çok dağladı. Bizler Roboski’nin de , Soma’nın da ölümlerinde hesabını soracağız diye verdikleri beyanları ise herkesi gözyaşına boğdu.

Ah ! Acılı analarımız…Bu ülkede evlatlarını gömmek zorunda kalan eli öpülesi analarımız. Anaları yasa boğan acılar ne zaman bitecek bu ülkede?.

 

Ermeni Halkı ise basına verdikleri  mesajlar  ve insani yardım konusunda çabalarının dışında, Ermeni patrikhanesi bu hafta pazar günü ayinlerinde duaları Soma’da hayatını kaybeden emekçilere ve ailelerine sabır için olacak. Süryani halkıda bütün etkinliklerini ve sosyal aktivitelerini Soma’daki ölümler nedeniyle iptal edip, Pazar günü yapılacak ayinlerinde özellikle Mor Gabriel manastırında ve bütün Kiliselerinde, hayatlarını kaybedenler için özel ayin düzenleyecekler.

 

Soma katliamında payı olan sistem ve taşeronlar hariç, alanlara inen sendikalar, partiler, demokratik kurum ve kuruluşların yanısıra Ermeniler, Süryaniler, Aleviler, Kürtler, Çerkezler, Lazlar, Araplar, Zazalar, Boşnaklar kısacası tüm etnik gruplar bu yası yürekten paylaşanlardır.

 

Yine ateş düştüğü yeri yakacak ve bir müddet sonra tıpkı Roboski’li aileler gibi Soma’da yaşamını yitirenlerin aileleri de kendi elim kaderiyle başbaşa bırakılacaktır. En yakın zamanda olayın üstü örtülmeye çalışılacak ve zamana yayılarak acılar soğumaya bırakılacak ne yazık ki…

 

Aslında 1915’de de ölen bizdik.

O zamanlar Ermeni, Rum, Süryani, Ezidiydik.

Zilan’da, Güçlü konak’ta, Halepçe’de, Roboski’de , Rojava’da Kürt,

Dersim’de, Malatya’da, Çorum’da, Sivas’ta, Gazi’de , Reyhanlı’da Alevi,

Darağaçlarında, Beyazıt Meydanında, 12 Eylül Diyarbakır zindanlarında, Mamak’ta devrimci,

Pozantı’da tecavüze uğrayan çocuktuk.

Fabrikada, tarlada, maden ocaklarında yoksul emekçi.

Agos’un önünde, Askerde, Keseb’de Ermeni.

Evlerimizde, sokak’ta, Lice’de faili meçhul.

Gezi’de çapulcuyduk.

Her katliamda vurulan Süryaniydik.

Şimdi de Soma’da vurulduk ey halkım !.

Yani her katliamda ölen biziz. Biz kimmiyiz? Biz ötekiyiz.

 

Soma’daki yasımızı kimler paylaşmadı ki. Türkiye’de ve Amerika’da ünlü futbol takımlarından tutun da, Almanya’dan Ders Spiegel, Vatikan’dan Papa, Şili’li maden emekçileri, Sosyalist latin Amerika ülkesi olan Küba, Bolivya ve Venuella’da maden işçileri bir günlük iş bırakma, 3 günlük yas eylemi yaptılar Soma’da ölenler için. Hükümetle arası iyi olan Müslüman ülkeler Suidi Arabistan v.b ülkelerden ise hala bir çıt yok. Maden ocağında aynı yoksul kaderi paylaşan emekçiler, şimdi sonsuzluğa uğurlandığı mezar yerlerinde de yan yanalar. Tıpkı Roboski’de olduğu gibi. Bu acıya yürek dayanmaz.

 

1915’den günümüze değin bu ülkede katliama ve soykırıma uğrayan; halkların, inançların, yoksul emekçilerin, devrimcilerin, yurtseverlerin, insan hakları savunucularının, barışseverlerin acısı acımdır. Soma’da hayatını kaybedenlerin acısı hepimizin acısı, yası yasımızdır. Bir kez daha Türkiye’nin başı sağolsun.

 

Biz Ezilenler ve Soykırıma, katliama uğrayanlar örgütlenmedikçe, bir araya gelmedikçe bu topraklar da daha çok ölümler yaşayacaktır.

 

 

628 kez okundu.

Check Also

Türkiye hapishanelerindeki politik tutsaklarla dayanışma amacıyla, Mannheim’da “Özgürlüğün Sesi” bir kez daha sergilendi

Türkiye hapishanelerindeki politik tutsaklarla dayanışma amacıyla, “Görülmüştür Kolektifi” ve “Red Fotoğraf Grubu” ile birlikte hazırlanan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir