AKP eliyle Sürdürülen Devlet Terörüne karşı; HALKIN TARiHSEL DiRENISi..!/Mahmut Özkan

page_uluslararasi-af-orgutu-tum-dunyada-eylem-cagrisi-yapti_742638795 (1)

AKP hükümetinin toplumun tüm
kesimlerine karşı dizginsiz saldırısı
Türkiye halkını çileden çıkardı. 11
yıllık iktidarı boyunca Türkiye’nin
temel sorunlarına (Kürt sorunu,
Alevi sorunu, Özgürlükler sorunu,
Azınlıklar sorunu..) karşı “çözüm”
adı altında sahte yaklaşımlarla geniş
yığınlarda beklentiler ve algılar
yaratan AKP’nin, neo islamcı faşist
yüzü her geçen gün daha çok açığa
çıkıyor.
İşçilerin grev ve sendika hakkına
yönelik saldırılar, kamu emekçilerine
ve Sendikacılara yönelik yapılan
KESK operasyonları, Kürt ulusunun
haklı taleplerine karşı KCK adı altında
yapılan siyasi operasyon ve
toplu tutuklamalar, ÇHD’li hukukçulara,
Gazetecilere, Öğrencilere ve
devrimci örgütlere karşı yapılan saldırılar
gibi… Kendisi gibi düşünmeyen
tüm toplumsal kesimlere karşı
sürdürülen saldırılarla, iktidarına
karşı mücadele yürüten hiç bir güce
tahammül edemeyen AKP, Taksim
Gezi parkında çevreci kesimlerin en
sıradan pasif direnişine karşı, emrinde
bulundurduğu binlerce polis
gücüyle, gaz bombalarıyla saldırıya
geçtiğinde, halkın vicdani kanadı ve
halkın çok çeşitli yelpazelerinden
kesimler yıllardır biriken öfkelerini
yığınlar halinde sokağa çıkarak ortaya
koydu.
Halkın basta Taksim olmak üzere,
Kızılay’da, İzmir’de, Hatay’da,
Dersim’de ve Türkiye’nin 70 civarı
ilinde ve yüzlerce beldesinde binlerin
ve genelde milyonların
çok farklı
nedenler ve sebeplerle
de olsa baskıya
zulme karşı yeter
artık demesi “Her
yer Taksim her yer
direniş” ve “Faşizme
karşı omuz omuza “
şiarlarıyla 31 Mayıs
2013 tarihinden
bugüne kararlı şekilde direnmesi,
faşist polis saldırısına, gaz bombalarına,
panzerlere karşı çatışması
isyan ruhunu göstermesi Türkiye
tarihinde yeni bir dönemeç olarak
yerini alacaktır. Direnen halk sınıf
ve katmanlarının içinde gençler,
öğrenciler, çevreciler, aydınlar, sanatçılar,
doktorlar, avukatlar, işçiler,
emekçiler, kadınlar, devrimciler ve
sosyalistlerin yer alması, AKP eliyle
sürdürülen devlet terörüne karşı
geniş bir yelpazenin kitlesel şekilde
4 haftadan beridir karşı koyması
da bir ilk olması bakımından ayrıca
önemlidir.
Halk korku duvarlarını aşmış ve
gazlı polis saldırılarına karşı direnerek,
AKP hükümetini, polisini ,Vali’sini
ürkütmüş ve tedirgin etmiştir.
Bu kitlesel direniş karşısında Tayyip
Erdoğan’ın yurtdışı seyahatinde
olması esnasında ortamı yumuşatmak
için Hükümet sözcüsü Arınç‘ın
Taksim platformu temsilcileriyle görüşmeler
yapmış olması Diktatörlük
hevesinde tek adam olma paranoyasına
kapılmış Tayyip Erdoğan tarafından
kabul edilmemiş ve bu halk
isyanının arkasında “faiz Lobisi”
var vb… gibi yalan ve sahtekar açıklamalarla
mitingler düzenlemiş ve
tehditler savunmuştur. Yaptığı konuşmalarda
“Yüzde 50’yi evlerinde
zor tutuyorum.” diyerek polis gücü
yanında gerici sivil güruhları da halkın
üzerine saldırtabileceği mesajını
vermeye çalışmıştır. Kaybetmekten
korkan, ecelinin yaklaştığını gören
tüm diktatörler de olduğu gibi,
AKP’nin başı Tayyip de korktuğu
için daha çok saldırganlaşıyor.
Türkiye’de son 4 haftadan beri
milyonların sokaklarda ortaya koyduğu
tepki ve direniş, uluslararası
boyutta Avrupa’da Demokratik
kurumlar tarafından desteklenip
yankıları tüm dünyada, medya ve
basında geniş yankı bulunca Tayyip
iyice zıvanadan çıkmış ve bu gösterileri
dış güçlerin tertiplediği desteklediği
yalanına başvurarak içte
histerik milliyetçiliği körüklemeye
çalışmıştır. Dış güçlerden kastedilen,
Emperyalist devletler ve hükümetler
se; onlar, kendilerine uşaklık
yapanları, çıkarlarını koruyanları
bugünkü özgülde de AKP hükümetini
desteklemektedirler. 11 yıllık
iktidarları süresince her türlü makyevalist
politikalara başvuran ve
riyakarlıkta ve hilede ve yalan söylemekte
sınır tanımayan AKP’nin
“dikensiz gül bahçesi” yaratma ve
isteme hayalleri, Taksim’den başlayıp
tüm Türkiye’ye yayılan direniş
sayesinde boşa çıkmıştır. Bu ana
kadar 5 şehit, yüzlercesi ağır olmak
üzere 8 bin civarında yaralıya karşın
kararlı ve kahramanca direnenlerin
yarattığı bu direniş yenilse de
yada talepleri yeterince karşılanıp,
kalıcı kazanımlara dönüşmese de,
yarattığı sinerji tarihsel açıdan değerlidir.
Kitlelerin kendiliğinden
gelme hareketlerinin öncüsüz ve örgütsüz
olması durumunda egemenlerin
saltanatlarını sarssa da, başarıya
ulaşmayacağını bilmekte ve
görmekteyiz. Türkiye tarihinde değişik
sınıf ve katmanları içine alan,
bu derece kitlesel, yaygın ve yine bu
kadar uzun süren direnişin yanında
olma, direnişin sesini Avrupa’da
kamuoyuna duyurmada ASP/Meclisi olarak
üzerimize düşen sorumluluğun
bilinciyle önümüzdeki dönemlerde
bugünkü direnişin mayalanmasıyla
ortaya çıkacak işçilerin, emekçilerin,
ve halkın daha büyük isyanlarında
direnenlerin kazanacağına olan güvenimizle
görevlerimize daha sıkı
sarılmalı, enternasyonal dayanışma
ve desteği büyütmeliyiz.

307 kez okundu.

Check Also

SÜRGÜNLÜK VE ETNOLOJİ – Engin Erkiner

            Sürgünlükle ilgili incelemeler, bu sürgünlük ülke içinde veya dışında …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir