Sürgünler meclisi 28 haziran 2014 de Frankfurt ta toplandı. Coşkumuzdan, nitel düzlemimizden bir kayıp ya da eksilme yoktu. Ancak nicel sayımızdan epey bir düşüş yaşanmıştı. Coşkulu konuşmalar, tartışmalar yapıldı. Bazı yoldaşlar yapmış oldukları esprilerle, toplantının gri rengine daha canlı renkler katmış olsalar da toplantının sanat yönü yine de yetersiz kaldı. …
Read More »GÜNEŞ ATÖLYELERİ 40. YILINI KUTLADI
1974 yılından beri başta Belçika’daki göçmen toplumların sendikal ve demokratik haklarını kazanmalar için örgütlenme çalışmaları, Türkiye’de ve Belçika’da demokratik hakların kazanılması, Belçika’da yabancı kökenlilerin seçme seçilme haklarının alınması gibi demokratik ve insan hakları mücadelesinin yanında Türkiye’nin kültür ve sanat zenginliğinin tanıtımı, dil ve uyum kursları ile yaratıcı atölye çalışmalarını gerçekleştiren …
Read More »Sürgünlük tarihine sorular (1)
Engin Erkiner Göçmenlik tarihi ile politik sürgünlük tarihi hem iç içedir hem de ayrı özelliklere sahiptir. Politik sürgün de sonuçta bir çeşit göçmendir; ne ki, onun göçmenliğinin ayırıcı özellikleri bulunmaktadır. Temel ayırıcı özelliği başka bir ülkeye politik nedenlerle gelmek zorunda kalmış olmasıdır. Normal göçmen, parası varsa, her yıl bir …
Read More »Sürgünler Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın Mezarını Ziyaret Edecek
Avrupa Sürgünler Meclisi Frankfurt’ta toplandı. 15 Aralık 2012 tarihinde 120 kurucu üyenin katılımı ile ilk kez bir araya gelen Avrupa’daki sürgünler, 1 Aralık 2103 tarihindeki Köln’de birinci kongresini yapmıştı. Kısa adı ASM olan, Avrupa Sürgünler Meclisi, 28 Haziran Cumartesi günü Saalbau Gallus’taki toplantıda, geleceğe yönelik çalışmaları ve kurumsallaşma ( dernek) …
Read More »BULUŞMAK, KAVUŞMAK, BİRLİKTE YÜRÜMEK…
Bugün buluştuk. “Buluşmak” hep “kavuşmak”la kardeş sanırım sürgünde! Eve dönüp “duygularım kaçmadan” bugünü yazmak, paylaşmak istiyorum. Çünkü yarın, yine duygularımızın başka gediklere girmek zorunda kalacağı yaşamlara döneceğiz. Haziran’ın sonu ve güneşin kendini azıcık gösterdiği, “doğamız”ın daha sindiremediği, belki de hiç sindiremeyeceği, “entegre” olamayacağımız bir “yaz” günündeydik. Güneş açtığı anda; …
Read More »