İNTERPOL’DEN YERİNDE KARAR

Engin Erkiner

Hürriyet’in de aralarında bulunduğu bazı Türkçe gazeteler “skandal karar” diyorlar ama İnterpol, Türkiye’yi veri tabanından çıkarmış. Türkiye arananların pasaport numaralarını İnterpol’e giremiyor. Gerekçe ise, 60 bin tane Fettullahçının birden adının İnterpol’e bildirilmesi… Birdenbire bu kadar çok arananla karşılaşınca hangi kurum olsa şaşırır. 60 bin kişinin adının kısa sürede saptanıp gönderilmesi 15 Temmuz darbe girişimi hakkındaki şüpheleri de doğal olarak hayli artırır.

Türkiye’nin isteği üzerine Doğan Akhanlı’nın İspanya’da tutuklanmasını sağlayan İnterpol bu tutumu nedeniyle Almanya’dan azar işitmişti. O günden beri Türkiye’nin gönderdiği isimlere şüpheyle yaklaştığı anlaşılıyor. Bunu son olarak Salih Müslim konusunda da görmek mümkündü. Salih Müslim hakkında İnterpol karar çıkarmıyor ama Çekya polisi Türkiye’nin talebi üzerine kendisini gözaltına alıyor, iki gün sonrasındaki mahkemede ise serbest bırakılıyor.

Müslim Almanya’ya geçiyor. O sırada bu ülkede bulunan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Müslim’in tutuklanmasını ve Türkiye’ye iadesini istiyor ama Alman yetkililer “konuyu çok araştırmak gerek” diyerek olumlu cevap vermiyor. Ardından Müslim’in İsveç’e gittiği öğreniliyor ve oradan tutuklama ve iade isteniyor. İsveç yetkilileri de “Burada değil, gitti” diyorlar.

Açıkçası dalga geçiyorlar.

İnterpol konusu yıllardan beri gündemimizdeydi. Türkiye’nin talebi üzerine İnterpol’de adlarının bulunduğunu bilmeyen politik mülteciler Balkan ülkelerinde tatile gittiklerinde gözaltına alınıyor ve bir-iki ay kadar tutuklu kalıyorlardı. Avrupa Sürgünler Meclisi olarak konuyla ilgili çok sayıda Türkçe-Almanca açıklama yaptık ve bunları ilgili yayın organlarının yanı sıra kurumlara da ilettik. Bugünkü durumun ortaya çıkmasında küçük de olsa katkımız oldu. Ama en büyük katkı AKP hükümetine aittir. Bir hükümet kendisini rezil etmek için bu kadar mı çaba gösterir?

Turizm konusunda da benzer gelişme var. Bakan Çavuşoğlu Berlin’deki turizm fuarına katılırken Alman meslektaşıyla da görüştü ve Türkiye’ye seyahat ile ilgili “dikkatli olun” açıklamasının kaldırılmasını istedi, ama kabul edilmedi.

2015 yılında Türkiye Almanların gözde tatil ülkesiydi. 5,6 milyon olan turist sayısı 2016’da 2,6 milyona indi. 2017’ye ait Türkiye rezervasyonlarında ise yüzde 50 civarında artış görülüyor ama anlaşılan bu artış yetmiyor.

Döviz gerek! Savaş para yiyen makine gibidir. Alman turistlerin kişi başına çok para bırakmasından hareketle Almanya’dan daha çok turist gelmesi isteniyor.

Kısa süre önce “barbarlar”, “faşistler” dedikleri bir ülkenin yönetiminden bu kez rica minnet talepte bulunuyorlar.

Türkiye turizmde sübvansiyonlara başvurmuş durumda. Charter uçaklarına sefer başına 9000 Dolara kadar varan sübvansiyon ödeniyor. Yolcu gemileri Türk limanlarına uğradıklarında kendilerine ödeme yapılıyor.

Buna rağmen dev gemilere sahip bir ABD şirketi Türk limanlarını programlarından çıkardı. Gerekçeleri, yolcuların güvenliğinden endişe duymaları…

İnterpol doğal olarak bunların hepsini izliyor ve AKP yönetiminin uluslararası ilişkilerde ne kadar ciddi olduğunu görüyordur. Türkiye’nin taleplerinin askıya alınması böyle bir ortamda daha kolay hayata geçebiliyor.

Bunlar yetmezmiş gibi geçen yıl Anayasa Referandumu öncesinde Hollanda’da miting düzenlemek isteyen ve politik krize neden olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin bu kez Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Hollanda’ya gitmek istedi ama izin alamadı.

Uluslararası ilişkilerde bu tür tutumlar hakaret olarak görülür ama anlayana tabii!

Hollanda büyükelçisini Türkiye’den çekmiş durumda ve böyle bir durumda resmi sıfatla oraya gitmek istemek de ayrı bir aymazlıktır. Üstelik bir yıl önce siyasi krize neden olan aynı isim olarak…

Rezil olmaya devam…

Nasıl olsa anlamıyoruz!

Not:

YANLIŞ HATIRLAMA

Hollanda ile krize neden olan Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya imiş. Şimdiki Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin de daha önce aynı bakanlıkta bulunmuş, sonra belediye başkanı olmuş. İsimleri karıştırmışım.

333 kez okundu.