Manisa’nın Soma ilçesinde, Soma Holding’e ait kömür ocağında çıkan yangında şimdilik 274 işçi hayatını kaybetti.
Aslında olay yeni sayılmaz. Her adımda haber vererek, duyurarak geliyordu. Sık sık meydana gelen “maden kazaları” nedeniyle Ekim 2013’de CHP ’li 60 milletvekili, MHP ve BDP’nin de desteklediği, Soma’daki madenlerde meydana gelen kazaların ve yaşanan ölümlerin sorumluları ile nedenlerinin araştırılması amacıyla Meclis’e bir araştırma önergesi verdiler. Ne yazık ki AKP’nin engellemeleri sonunda, önerge, nihayet 29 Nisan 2014’te ancak Meclis gündemine gelebildi ve reddedildi. Oysa bu iki tarih arasında Cumhuriyet tarihinin en büyük devlet yolsuzluğunun üzerinin örtülebilmesi ve hırsız Bilallerin kurtarılması için üst üste gerçekleştirilen onlarca uygulama ve yasal düzenleme gerçekleştirilebilmişti.
“İşi abartmayın” diyor Başbakan. 13 yaşındaki çocuğu terörist diyerek Kürdistan’da, 14 yaşındaki çocuğu direnişçi diyerek Gezi’de öldürüyor; ne Ceylan bırakıyor yer üstünde, ne işçi bırakıyor yer altında.
Danışmanlarının eline tutuşturduğu Google’den toparlanma bilgileri peş peşe sıralayarak 1800 yıllarında Amerika’da ya da 1910’da Almanya’da maden kazalarında ölen insanların sayılarıyla yarıştırıyordu Türkiye’yi ve felaketin kaçınılmazlığına ikna etmeye çalışıyordu hepimizi.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 numaralı “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”ni neden imzalamadığını açıklamıyor iktidar. Hükümeti ve işverenleri sözleşmenin yükleyeceği mali ve hukuki sorumluluklardan kurtarabilmek için işverenlerle birlikte direniyor, kâr için kan dökmekten çekinmiyor.
1995 tarihli sözleşmeyi yakında imzalayacak olan Fas ve Rusya hariç 26 ülke imzaladı. Türkiye’nin değişik gerekçelerle ayak dirediği sözleşmeyi Arnavutluk, Ermenistan, Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, Botsvana, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Lübnan, Lüksemburg, Norveç, Peru, Filipinler, Polonya, Portekiz, Slovakya, Güney Afrika, İspanya, İsveç, Ukrayna, ABD, Zambiya, Zimbabve.
Üstelik 2013 yılında yapılan, ağır işlerde çalışma yaşını 16’ya çeken “Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Meclis’ten yine bu iktidar tarafından çıkarılarak 16-18 yaş arası genç işgücü de emek sömürüsü listesine dahil edildi. Böylece taşeronlaşma kanalıyla yaygınlaştırılan çok küçük maliyetli çocuk işçiliği sayesinde meta içinde emek maliyeti minimuma indirilip, küresel rekabet içinde avantaj kazanıp kârların daha da artırılmasının kanlı yollarını açtılar. Ve işçi güvenliğinden çalınan maliyet payını şimdi can karşılığı ile işçiler ödüyor.
Avrupa Sürgünler Meclisi olarak, 13 Mayıs günü Manisa’nın Soma ilçesinde Soma Kömürleri A.Ş.’ye ait maden ocağında meydana gelen patlamada hayatını kaybeden 240’a yakın maden işçisinin ailesi ve yakınlarına başsağlığı dileyerek, acılarını bütün kalbimizde paylaşıyoruz.
Biz çocukluk hayallerimizi asla kaybetmedik. Ve bugün de diyoruz ki:
“Ancak, bu böyle gitmez, sömürü devam etmez… Sorarlar bir gün sorarlar!”
Avrupa’da yaşayan Türkiye ve Kürdistanlıların, bu işçi katliamına karşı duyarlı olmaya, tepkisini göstermeye çağırıyoruz.
Avrupa Sürgünler Meclisi
Yürütme Kurulu
499 kez okundu.