Aysel ZEHİR
Wernice-Korsakoff’lu bir toplumuz.. Denge, düş ve bellek yitimi olan bu hastalıktan nasibimizi aldık toplum ve sol olarak. O kadar çok ki; sayılarını ve isimlerini unuttuk. Aysel ZEHİR İstanbul cezaevlerinde 11 Nisan 1984 de başlayan süresiz açlık grevinin 45 gününde ölüm orucuna dönüşen bir eylemin 62.gününde zoraki yapılan müdahalenin sonucunda ölmedi ama (Wernice-Korsakoff’lu) yaşamın gencecik baharında yaşayan ölü haline getirildi. Onun bellek yitiminden sonra Abdullah Merali’in, Haydar Başbağ’ın, çok sevdiği yoldaşı Fatih Öktülmüş’ün, Hasan Telci’nin ölümlerini bile anlayamadı.
Aysel 18.inde defalarca gözaltına alındı, 40 gün yoğun işkenceler gördü. Cezaevinde birkaç kez arkadaşlarıyla birlikte 30’lu günleri bulan açlık grevlerine girmek zorunda kaldı. En son gittiği ölüm orucu eyleminde bünyesi 62 gün dayanabildi. Gün gün, saat saat, damla damla eriyiverdi açlıktan. Her saat, her dakika açlığına açlık, acısına acı eklemerek açlığı sürdürdü. Bir orğanının kendisine ihanetiyle ‘infilik’ edip yaşamının son bulmasını çok istedi. Bekliyordu açlığın inanılmaz bitkinliği içinde ölümü. Bir deri bir kemik halindeydi. Yatagı taş ve diken yığını gibi her yanına batıveriyordu. Vücudunun muhtelif yerlerinde yaralar açılmış, çürümeler başlamıştı açlıktan. Derisi kemiklerini sarmaz olmuş, kırış kırış sarkıyordu. Adeta kemik külçesi halindeydi. Çürüyen vücudundan salgılanan kokulardan kurtulmak için kolonya’ya sığınıyordu. Bütün bu acılar ve çileye açlığa, çok değer verdiği, ölüme gidebilecek kadar sevdası yaptığı onuru için katlanıyordu.
Aysel,in bünyesi hızla çöküş sürecindeydi. Midesi suyu kabul etmiyordu. Sırtında acı bir yanma, göğsünde sızı, beyninde korkunç bir ağırlık, gözleri hiç bir nesneyi seçemiyordu.
Çektiği açlığı coşkulu ruhhali ile bastırıyordu. Gözlerinin önünde masaya konan tatmayacağı, yemeyeceği yiyeceklerin kokusu midesini bulandırıyordu. Hıçkırıyor, hıçkırdıkça kan geliyordu ağzından. Kemik külçesi vücudu yatağına uzanmış ölümü bekliyordu. Gözleri çukura kaymış, feri kalmamıştı. Göremiyor işitemiyor, saçları dökülmeye başlamış, bazı duyuları körelmişti. Konuşamıyor, diş etleri çekilmiş, tahammülü güç bir ağız kokusu içinde ölümü beklerken doktorların yanlış bir müdahalesiyle hafızasını yitirdi. O ülkede ilk kadın Wernice- Korsakoff hastalığına yakalandı. Şimdi o yakınlarının ve kanser hastası yaşlı annesinin yardımıyla yaşamını(yaşam denirse ona) sürdürüyor.
Konuşmuyor, susuyor, derinlere dalıyor iç dünyasında yaşıyor. Çocuk gibi önüne konursa verilirse yiyor, içiyor.. Çocuklar ağlayarak ihtiyaçlarını söylüyorlar.Ama Wernice-Korsakoff’lular onu da yapamıyorlar..Sayıları 1984 deki gibi bir tane değildi…1996 daki Süresiz açlık grevi ve Ölüm orucunda SİMUNG film’indeki gibi onlarcadır. Bazılarıyla sohbetliyoruz, normal sanıyoruz, oysa hiçte öyle değildir. Sohbetimizi biraz derinleştirdiğimizde ölen yoldaşlarımızın yaşadıklarını ileri sürecek kadar şizofren yanları olduğunu görüyoruz….2000 Ölüm Orucu’nda Aysel’in durumu gibi sağlık sorunu olan, hatta yaşadıklarının bile farkında olmayan, isimlerini sayamayacagımız yüzlerce düşlerini ve belleklerini yitirmiş, yürüyemez hale gelmiş Wernice-Korsakofflu yoldaşımız, arkadaşımız Avrupada aramızda ama biz onları tanımıyoruz… Toplum tarafından, örgütleri tarafından, kaderlerine terkedilmiş, sahipsiz kalmış, ailelerinin üzerine bırakılmış nice Wernice-Korsakofflu devrimciler avrupada sosyal kurumların vicdanına terkedilmişler.. Maddi, manevi, bürokratik ve sağlık olarak tedavileri için desteğe ve örgütlenmeye ihtiyaçları vardır. Bunları sahiplenen TÜDAY ve sınırlı, duyarlı devrimci ve demokrat, yurtsever, vicdanı körelmemiş devrimci çevreler, anlamlı bir çalışma yürüterek Wernice-Korsakoffluları sahiplaniyorlar.. Şimdi ülkede olduğu ğibi Avrupadaki Wernice- Korsakofflular da bir grişimi başlatıp sürdürerek örgütleniyorlar..
Unutma/ Unutturma/ Wernice-Korsakofflulara Sahip Çık!
Duyuru
-
Karl-Liebnecht-Schule Am Stadtpark 68, 51373 Leverkusen
-
“DOSTLARLA BULUŞUYORUZ!..”31 Mayıs -02 Haziran 2013Sevgili Dostlar, “…İstiyoruz ki, eşitlik ve özgürlük mücadelesine adanmış hayatlara ‘kimsesizlik-sahipsizlik’ ve hukuksuzluk damgasını vurmasın… İstiyoruz ki, kardeşlerimiz nefes alıp verdikçe kendilerini gerçekleştirebilme olanakları bulsun…” demiştik yola çıkarken.
Sizleri; birlikte nefes alıp vermek için, birbirimizi kucaklamak için, hayatı daha güzel kılmak için buluşmaya davet ediyoruz.
Tarih: 31 Mayıs – 02 Haziran 2013
Saat : 13:00
Yer : Karl-Liebknecht-Schule
Am Stadtpark 68
51373 LeverkusenWernicke-Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi- Avrupa
(WEM-DA)
PROGRAM
31 MAYIS 2013, CUMA
Saat 13:00
– Karşılama
– Tanışma / Sohbet
– Yerleşim
Saat 19:00
– Selamlama, Kısa Açılış Konuşması, Buluşma ile ilgili ön bilgilerin verilmesi.
– Serbest Sohbet
***
01 HAZİRAN 2013, CUMARTESİ
Saat 09:00 Kahvaltı
Saat 10:00-13:00 1. OTURUM:
– “WEM-DA Nedir, Nasıl doğdu?”
– Slayt Gösterimi
– “WK’lılar ve Eski Mapuslarla Dayanışma Girişimi- Türkiye’nin Çalışmaları”
– “WEM-DA’nın Amaçları, Talepleri ve Hedefleri Neler Olmalıdır? (1. Bölüm)
Saat 13:00 Öğle Yemeği / Serbest sohbet
Saat 14:30-18:00 2. OTURUM:
– “WEM-DA’nın Amaçları, Talepleri ve Hedefleri Neler Olmalıdır? (2. Bölüm)
Saat 18:00 Akşam Yemeği
Saat 20:30 Kültürel Etkinlik
***
02 HAZİRAN 2013, PAZAR
Saat 09:00 Kahvaltı
Saat 10:00-14:00 3. OTURUM:
– “WEM-DA Nasıl Örgütlenmeli?
– “WEM-DA’nın Yol Haritası Ne Olmalı?”
Saat 14:30 Kapanış
NOT: Buluşacağımız mekan gece konaklamaya uygundur. Köln dışından gelen arkadaşların Nevresim ve havlu ile birlikte kişisel temizlik malzemelerini getirmesi gerekiyor.
WEM-DA
(Wernicke Korsakofflu ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi Avrupa)
ÇAĞRIMIZDIR!
Girişim Nasıl Doğdu?
İki yıl önce Türkiye’deki Wernicke-Korsakofflularla Dayanışma Girişimi ile dayanışmak için duyarlı birkaç arkadaş bir araya geldi ve bu süre boyunca oradaki çalışma birçok yönden desteklendi.
Çalışmalar ilerledikçe mevcut dayanışma yetersiz kaldı. Bir yandan Türkiye’deki arkadaşlara el uzatırken, bir yandan da Avrupa’da yaşayan Wernicke-Korsakofflu arkadaşların sayısının ve ihtiyaçlarının hiç de az olmadığı görüldü.
Eşitlik-özgürlük mücadelesi geleneğinin çeşitli renklerinden gelen bireyler el ele verdi ve Wernicke-Korsakofflular ve Eski Mapuslarla Dayanışma Girişimi-Avrupa’yı oluşturdu.
Wernicke-Korsakoff Sendromu Nedir?
WKS, çeşitli derecelerde fiziksel sakatlıklara ve hafıza kaybı başta olmak üzere mental bozukluklara neden olan ve tıp litaratüründe “Tedavisi mümkün olmayan hastalık” olarak yer alan ağır bir nörolojik sendromdur.
Wernicke-Korsakoff Sendromunun, Avrupa’da sadece alkolizme bağlı olarak geliştiği biliniyor. Türkiye’de ise uzun süreli açlık grevleri ve ölüm oruçları sonucu ortaya çıktı. Türkiye’deki cezaevlerinde, yeni açılacak olan F Tipi Tecrit Cezaevlerini engellemek ve protesto etmek amacıyla 1996 ve 2000’li yıllarda uzun süreli açlık grevleri ve ölüm oruçları yapıldı.
WKS, ağırlıklı olarak ölüm oruçlarını bitirmek için yapılan zorla müdahaleler sonucunda meydana geldi. Birçok eylemci, bilinçli olarak uygulanan yanlış serum “tedavisi” sonucu sakat kaldı.
Türk devleti 2000 Aralığında sürmekte olan ölüm oruçlarına tarihe geçen bir barbarlık örneği ile saldırdı. 30 kişinin yaşamını yitirdiği, onlarcasının sakat kaldığı bu saldırı direnişi kıramadı, daha da şiddetlendirdi. F tipi izolasyon hücrelerinde ve dışarıda devam eden ölüm oruçlarında, 122 kişi hayatını kaybetti.
Hayatta kalanların yüzlercesi ise Wernicke-Korsakoff Sendromuna yakalandı. Ölmemişlerdi… Ancak birçoğu artık “kendisi” değildi. Birçoğu hafızasını kaybetmişti. Algı bozukluğu yaşıyordu; zaman, mekan, yön duyumlarını yitirmişti. Geçmişlerini hatırlamadıkları gibi, yaşadıkları anı da kaydedemiyorlardı. Bazıları beyinlerinde oluşan ağır tahribat nedeniyle denge sağlayamadığı için yürüyemez, günlük yaşam aktiviterini tek başına sürdüremez durumdaydı…
Dayanışma İhtiyacı Nasıl Ortaya Çıktı?
Ağır sağlık sorunları yaşayan bir çok tutuklu, direnişi kırmak amacıyla geçici olarak tahliye edildi. Tahliye edilen bu insanlar, süreç içinde yeniden tutuklanmaya başlandı. Çeşitli bahanelerle “toplumsal bir tehdit unsuru” olarak yansıtılıp hedef gösterildiler.
Hayat boyu ve çok boyutlu tedavi gerektiren bu hastalık, yıllar içerisinde ailelerin ve devrimci yapılarla demokratik kurumların sınırlarını zorladı.
Türkiye ‘deki Wernicke-Korsakofflularla Dayanışma Girişimi-WKDG -koşulların yetersizliğine rağmen- arkadaşlarla birlikte birbirlerinden öğrenerek yaşamı örgütlemeyi başardı. Hep birlikte “Ne yaşadık, ne düşünüyoruz, ne hissediyoruz, nasıl yaşıyoruz ve ne yapmalıyız?” sorularının yanıtını aradılar.
Bunu yaparken WKS’lileri “yardıma muhtaç sakatlar”, “vicdan rahatlatma objeleri“ haline getirmediler. Yeni bir dayanışma iklimi yaratarak, dayanışırken kendi yaralarını da sağalttılar.
Onlar, perspektifleri, ufukları, amaçları ve olaya yaklaşım tarzlarıyla Avrupa’da yaşayan bizler için de esin kaynağı ve yol gösterici oldular…
Avrupa’da Durum Nedir?..
Türkiye’deki Dayanışma Ağı’nın başarılarından aldığımız ilham, birçok duyarlı arkadaşı ve Wernicke-Korsakoffluyu bir araya getirdi.
Bizler;
* Yurt dışına çıkmak zorunda kalan oldukça fazla sayıdaki WKS’li arkadaşımız için,
* Cezaevleri katliamlarından sağ kurtulmuş, fiziksel sakatlık ve ruhsal travmalar yaşayan arkadaşlarımız için,
* F Tipi hücreler başta olmak üzere cezaevlerinde kalıp da desteğe-dayanışmaya, birlikteliğe ihtiyaç duyan tüm arkadaşlarımız için,
* Avrupa’ya özgü koşullar, sorunlar ve ihtiyaçlar temelinde neler yapabileceğimizin cevabını arıyoruz.
* WKS’liler Avrupa’da yaşayan her göçmenin yaşadığı gibi; iltica ettiği ülkede konuşulan dili öğrenme, o ülkenin sistemini tanıyıp uyum sağlama, yeni bir yaşam kurma sorunlarını yaşıyor.
* Buna bir de iltica davalarının hukuksal zorlukları, iltica davalarının uzun sürmesinin yarattığı belirsizlik, statülerinin netleşmemesi nedeniyle gerekli tedavileri görememeleri ve yeni katıldıkları bir kültürde yaşadıkları sosyal sorunlara WKS’li olmaktan ve cezaevlerinde yaşanan travmalardan doğan sorunlar da eklenince, arkadaşlarımız için hayat kat kat zorlaşıyor.
* Tüm bu yaşamsal zorluklarla ve sağlık sorunlarıyla boğuşan bu insanlar için hukuksuzca çıkarılan İnterpol aramaları da hem seyehat hakkını kısıtlıyor hem de yaşanılan travmayı katmerliyor.
Avrupa’da Ne Yapmaya Çalışıyoruz?
Bizler, yaşanan özgül sorunlara karşı birlikte durarak ve imkanlar ölçüsünde çözüm yolları üreterek arkadaşlarımızın yasam koşullarını iyileştirmek istiyoruz.
Türkiye’deki arkadaşlarımızın dediği gibi; “…İstiyoruz ki, eşitlik ve özgürlük mücadelesine adanmış hayatlara ‘kimsesizlik-sahipsizlik’ ve hukuksuzluk damgasını vurmasın… İstiyoruz ki, kardeşlerimiz nefes alıp verdikçe kendilerini gerçekleştirebilme olanakları bulsun…”
Avrupa’daki bizler, aynı felsefeyle arkadaşlarımızla birlikte hayatı yeniden örgütleme çabasındayız. İki yıldır çeşitli periyotlarla yapılan toplantılar sonunda alınan yol sonucunda, çalışmaların hedef büyüterek daha sistemli ve geniş katılımla örgütlenmesi kaçınılmaz oldu.
Amaçlarımız, Hedeflerimiz
* Yüreğinin sesine kulak veren, emeğini sakınmadan ortaya koymak isteyen herkese açık olan çalışma grubumuz şu hedefleri önüne koydu:
* Avrupa’nın birçok ülkesinde bulunan bütün WKS’li ve ihtiyaç sahibi eski mahpus arkadaşların saptanması, öznel durumlarının belirlenmesi.
* Bu arkadaslarımızın ilk etapta sağlık sorunlarının takip edilmesi. Bulundukları yerlerde, özellikle psikoloji ve nöroloji konusunda uzmanlığı olan duyarlı hekim ve psikologlardan hizmet alabilecekleri olanakların yaratılaması.
* Çok ağır sağlık sorunları olan arkadaşlarımızın tedavilerinin bir an önce başlayabilmesi ya da düzenli olarak devam edebilmesi için somut talepler etrafında kampanyalar örgütlenmesi.
* Hukuksal konulardaki problemlerin takip edilmesi, öznel sorunlarına dair sorun çözücü çalışmaların yapılması.
* Tedavileri başta olmak üzere yaşamsal sorun ve ihtiyaçlarının giderilmesinin önündeki engellerin (dil sorunu, sistemi ve kurumları tanımama, hastalıklardan dolayı tek başına bir yere gidememe vb.) kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılması. Barınma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için danışma ve dayanışma ağının oluşturulması.
* İlgili bütün kurum ve kişilerle görüşülerek ihtiyaç duyulan tüm konularda katkı, destek, yardım alınmasının sağlanması.
* WKS’lilarin bulunduğu her şehir ve ülkede dayanışma ağının örülmesi ve bunların merkezileştirilmesi.
* Yabancı bir ülkede, tanımadıkları bir sistemde, köklerinden ve sevdiklerinden kopuk bir halde yaşamaya çalışmaktan kaynaklanan sosyal sorunların giderilmesi için olanakların yaratılması. Her bir bireyin yetenekleri, birikimleri ve istekleri doğrultusunda kendini yeniden üretip reel hayatın dinamik bir parçası haline gelmesine yardımcı olacak olanakların sağlanması.
* Avrupa’nın birçok ülkesinde sınırlı olanaklarla yaşayan, sağlık sorunları nedeniyle seyahat, konaklama gibi engelleri olan arkadaşlarımızı yan yana getirecek etkinliklerin düzenli olarak yapılması.
* WKS’lileri, eski mahpusları ve dayanışma ağını buluşturacak sosyal, kültürel, sanatsal, vb. etkinliklerin düzenlenmesi.
* Çalışmalara kalıcı çizgiler kazandıracak bir Çalıştayın örgütlenmesi.
* Zaman içinde tüm bu çalışmaların bir merkezden yapılabileceği kurumsal bir mekan için koşulların oluşturulması.
* Türkiye’deki Wernicke-Korsakofflularla Dayanışma Girişimi ile maddi-manevi dayanışmanın sistematik olarak devam ettirilmesi.
Çağrımızdır…
Bu çalışma; kendi bireysel çıkarlarını değil, tüm insanlığın çıkarlarını düşünüp bunun mücadelesini verirken ağır bedeller ödemiş insanlar için bağımsız hareket eden insanlar tarafındanyürütülmektedir.Onların yaralarını sarıp sağlıklı bireyler olarak yaşamaya devam etmelerini sağlama süreci, özünde hepimizin toplumsal yaralarını sarma ve kendimizi sağaltma sürecimizdir.
En temel insan haklarına sahip çıkmak, tüm toplumun haklarına sahip çıkmaktır.
Çağrımız; mesleki-bireysel birikim ve yetenek sahibi tüm duyarlı kişilere ve kurumlaradır.
Çağrımız; bu çalışmayı omuzlamak isteyen bütün duyarlı yüreklere ve bilinçleredir.
Çağrımız; mevcut maddi-manevi olanaklarını sunmak isteyen her bir dostadır.
Çağrımız; WKS’liler ve eski mahpuslar başta olmak üzere bu çalışma-dayanışma ağı içinde yer alma isteği ve ihtiyacı duyan bütün arkadaşlaradır….
WEM-DA
(Wernicke-Korsakofflularlave Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi-Avrupa)
İletisim Adresi:
Ali Caglayan c/o Menschenrechtsverein Türkei/Deutschland e.V. Melchiorsstraße 3 50825 Köln
Telefon No: 0176…..
e-mail adresi: info@wkavrupa.com
internet adresi: http://wkavrupa.com/
Spende Konto:………..
6335 kez okundu.
çok sevindim, siteyi sevdim.
kutluyorum.