1886 yılında Amerikan işçi sınıfının, sömürü düzeni kapitalizme karşı 8 saatlik işgünü talebiyle başlattığı direniş ve hak alma mücadelesi, bugün de dünya proletaryasına yol göstermeye devam ediyor. Bu şanlı mücadelede idam edilerek katledilen, Parsons, Spies, Fischer ve Engel adlı dört işçi önderini ve Türkiye `de 1 Mayis 1977 de katledilen işcileri, dünyada , emeğin özgürleştirilmesi mücadelesinde toprağa düşen tüm işçi ve emekçileri saygıyla anıyorum.
1 Mayıs, birlik ve dayanışma günü olarak işçi sınıfının sömürüye karşı yürüttüğü hak alma mücadelesinde vazgeçilmez bir yere sahiptir. Büyük bedeller ödenerek elde edilen bugün işçi ve emekçilerin kazanmış olduğu en önemli mevzilerindendir. 1 Mayısa anlamını kazandıran şanlı direniş tarihinden de anlaşılacağı üzere, zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan sınıf bilinçli proletarya, sınıfsız sömürüsüz özgür bir dünya kurma mücadelesinde, tüm ezilen emekçi katmanlara önderlik edecek yegâne güçtür.
1 Mayıs 2013’ü kutladığımız bugünlerde, ekonomik krizi atlatamayan kapitalist-emperyalist sistem, bu krizin faturasını her zaman olduğu gibi işçi ve emekçilerin sırtına yüklemeye çalışmaktadır. Büyük bedeller ödenerek elde edilen haklar gasp edilmekte, hükümetlerce çıkarılan “tasarruf” yasaları ile sermayenin ve burjuva sınıfının çıkarları korunmakta, işçi ve emekçiler daha da yoksul bir yaşama mahkum edilmektedirler.
Türkiye de 1 Mayıs bayramını Taksim meydanında kutlamak isteyen sendikalara ve demokratik kurumlara ” inşaat var” bahanesiyle izin vermeyen AKP ve Tayyip Erdoğan`ın yasakçı zihniyeti, özgürlük ve işçi düşmanı yüzü bir kez daha açığa çıktı.
Ekonomik olarak batağa sürüklenen, iflasın eşiğindeki Yunanistan, İspanya, Portekiz, İtalya Güney Kıbrıs gibi ülkelerdeki işçi ve emekçiler sokaklara dökülmekte, grevler ve işgaller örgütlemekte, tepkilerini her alanda göstermektedirler.
Dün olduğu gibi bugün de, emperyalistler dünyanın her köşesinde ilhak, işgal, savaş ve katliamlarına devam ediyor. Afganistan`da, Mali’de, Irak`ta, Filistin’de, Libya`da, Suriye’de, Türkiye ve T. Kürdistan’ında ve daha bir çok ülkede ve bölgede halkların üzerlerine emperyalistlerce bombalar yağdırılmakta, ya da, etnik, dinsel, ulusal ayrımlar kullanılarak, halklar birbirlerine düşürülmekte, yüz binlerce insan bu savaş ve çatışmalarda katledilmektedir.
Kapitalist-emperyalist sistem doğayı ve tarihsel, kültürel mirası tahrip ediyor, dünyayı yaşanmaz hale getiriyor, halkların tarihini yok etmeye çalışıyor. Temel insan haklarından olan parasız eğitim ve sağlık hakkını gasp ediyor. Çocuk emeğini sömürüyor, kadınları cinsiyet ayrımcılığı yoluyla katmerli baskıya maruz bırakıyor ve daha düşük ücretlerle çalışmaya zorluyor.
Emperyalist sistemin merkezlerinden biri olan Batı- Avrupa’da göçmenlere ve mültecilere yönelik faşist, ırkçı saldırılar her alanda artmakta, bu saldırıları gerçekleştiren faşist parti ve örgütler devletler tarafından bizzat korunmakta ve desteklenmektedir.
Emperyalistler ve onların uşaklarına karsı, göçmen işçi ve emekçiler ile Avrupa yerli işçi ve emekçileri her türlü sömürü ve baskıya karşı omuz omuza mücadele etmelidirler. Emperyalizmin karanlığı bu dayanışma ve mücadele ile yırtılacaktır. 1 Mayıs bu dayanışmanın, birlikte mücadelenin, sınıf bilincinin, enternasyonalizmin adıdır.
Sosyal eşitsizliklere, hak gasplarına, ırkçı politikalara, haksız savaşlara, devlet baskılarına karşı enternasyonal dayanışmayı büyütmek için tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs’ta alanlarda olmalarını istiyor ve 1 Mayıs bayramlarını kutluyorum.
İşçi Sınıfının Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 MAYIS KUTLU OLSUN..!
30-04-2013 -Mahmut Turabi Özkan
428 kez okundu.