Sevgili arkadaşlar, Değerli dostlar, Yoldaşlar,
Çocukluğumuzda- çevremdekilerle – efsanelere bayılırdık. Kaçaklara, kaçakçılara, eşkiyalara…
Lise yıllarımızda artık devrimci- delikanlıydık. Başka duygularımız, başka efsanelerimiz vardı.
Che Guavera’lar, Deniz Gezmişler…
Şair demiş ya ” Pasaporta ısınmamış içimiz ” Sınırları Pasaportsuz geçenler…
Dr. Şıvan’ lar, Necmettin Büyükkaya’ lar, Teslim Töre’ ler…
Erken yaşta bu dünyadan ayrılan, şimdi Diyarbakır’da bir caddeye verilen adıyla Kürt halkının gönlünde yaşayan Evrim Alataş, “Her Dağın Gölgesi Denize Düşer” de anlattığı muhtemelen deli Fırat gibi çağlayan bir hayatın sahibi olan dayısı Töre’dir.
Evet! Malatya’nın Akçadağı’nda boyveren bu dağ adamın gölgesi gibi gönlü de Deniz’e düştü.
Onunla ilk kez tanıştığımda ve “Seni kırk yıldır tanıyorum” dediğimde,
-Nerden? demişti.
-Nerden olacak Teslim abi, sen bir efsaneydin!..
En ufak bir böbürlenme, bir kibir, bir büyüklenme göstermeden mahcup bir tavır takınmıştı. Unutamam.
Sonra giderek dost olduk. Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisinde, Avrupa Sürgünler Meclisinde. Güzel
sohbetlerimiz paylaşımlarımız oldu.
Herkesten bir parça vardı Onda. Akçadağ’ın yozlaşmamış köylülerinden, “…ağır ellerini toprağa basıp doğruldukları zaman” ki işçilerden, daha yirmisinde devrime inanmış, yolunu Nurhak’a düşürenlerden, vadilerde ağırlıklar kuşanan gerillalardan, mey içenlerden, cem tutanlardan herkesden bir parça vardı onda. Teslim Töre barışa, sosyalizme,halkların özgürlüğüne eşitliğine, kardeşliğine inanmış, inanmakla kalmamış bu uğurda mücadeleler vermiş bir devrimciydi.
İnsan olarak ve siyasetçi olarak elbette hatalarıyla, zaaflarıyla ama mutlaka barış ve özgürlük mücadelesine katkılarıyla, özel olarak cesaretiyle fedakarlığıyla Türkiyeli devrimcilerin en çok da ülkelerine hasret giden sürgünlerin yüreğine daima yaşayacaktır.
Fevzi Karadeniz
25. November 2019
126 kez okundu.