Bir akşam üstü
beni sana getiren
uzun bir yolun ucundayım
şu kavağa tüneyen
serçenin yalnızlığı içindeyim
ellerim kelepçede
yüreğim bulutlarda
sağımda bizim ihtiyar
öfkeli bakıyor dünyaya
alnında derin bir yara izi
gözlerini dikerek uzaklara
bozkırına anadolu’nun
saatlerce konuşmadan duruyor öyle
duymuyor bile eksikliğini bir kolunun
belli ki kendine saygısı var
elleri kelepçede
yüreği mangal kadar
biri daha var
kendinden utanan
sadece elleri değil
içi dışı kelepçe
nereye baktığı belli değil
‘bana hayatı siz öğrettiniz
ve silahımın hedefi artık değişti’
diye yazdı işkencecisine
ne anlıyorsa hayattan
hesaplaşmıyor kendisiyle
yeni hinlikler kuruyor belli ki derinlerde
aklı eteklerinde
öteki bizim Orhan
halaya durduğuna pişman olmadı hiçbir zaman
onunla uzadı yolculuğumuz
hapislik, sürgün falan
‘böyle uzaktan insan hakları savunulmaz
iktidar olursak düzelir’ dedi ‘her şey!’
ve çekip gitti bir gece yarısı
iktidar olamadan
hey gidi Orhan hey!..
Enver Karagöz
630 kez okundu.