Yedi yıl önce Hrant Dink’in katledildiğini öğrendiğim gün artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını hissetmiştim. O gün bu ülkenin masumiyetine kurşun sıkılmıştı. Önceki katliamları unutuyor değilim , her insanın ölümü acıdır. Hrant’a ayrı bir misyon yüklememim sebebi onun Ermeni kimliğidir.
Onu 19 Ocak 2007’de katleden bir devletin çocuklara acımayacağı belli olmuştu. Biliyorsunuz Hrantı da 17 yaşında beyni yıkanmış bir çocuğa vurdurtmuştu bu ceberrut devlet. Rakel’in pencereden ‘’Bir çocuktan katil ürettiniz’’ diyen haykırışı hala kulaklarımda. Bu gün yedi yıl sonra Berkin’nin annesi ‘’çocuğumun katili Erdoğandır’’ diye haykırdı. Dün Hrant için ayağa kalkan hepimiz Hrantız diyen milyonlar beş altı yıl sonra Gezi’de tüm şehirleri sardı.
Tarihten dersini almayan , halkın ayak seslerini duymayan bir iktidarın gideceği yer bellidir.
Halkın iktidara karşı yükselen muhalefeti karşısında sert tutumunu, ötekileştirici üslubunu sürdüren Erdoğanın son yıllarda Gülen cemaatiyle yaşadığı iktidar çatışması 17 Aralık 2013’te su yüzüne çıktı. AKP, düne kadar iktidarını paylaştığı Fetulahçılarla amansız bir savaşa tutuldu. İslamo faşist iktidar kendi içinden kendisini sona götürecek büyük bir çatışmaya girdi.
Güne uymayan, tarihin küflü raflarında kötü birer anı olarak kalması gereken boyunduruk yasaları Erdoğan eliyle iktidar kılıcı yapıldı.
Kendi gücünü abartan , soygunu mazur göstererek halkın kasasını soyan kanla, şiddetle, korkuyla iktidarı sürdürmeye çalışanların akibeti bellidir.
Gezi direnişi karşısında polis katliamına madalya sunan Erdoğan ‘’yüzde elliyi evinde zor tutuyorum’’ diyerek bölücülük yapmıştır.
Dün Ergenekoncu diyerek hapse attıklarını bu gün yasal kılıfına uydurup serbest bırakanlar acaba neden hala onbin Kürt tutsağı cezaevlerinde tutuyorlar? Onların vadesi dolmadığı için mi ?
Berkin solcu bir ailenin çocuğuydu. Aynı zamanda Kürt ve Alevi kimliği olan bir ailenin. Yaşına göre olgun devrimci duruşu olan bir çocuğumuzdu Berkin.
Erdoğanın polis gücü Gezi direnisi sırasında 16 Haziran 2013’te Okmeydanında bir gruba müdahalede bulundu. O sırada polisin sıktığı gaz bombalarından birinin kapsülü nasıl olduysa 14 yaşındaki Berkin Elvan’nın başına isabet etti. Berkin Okmeydanı SSK hastanesinde yoğun bakıma alınmasından sonra geçen günlerde sosyal medya kanalıyla halkın umudu oldu.
Onu sevenler , ‘’Berkin uyan’’ diyenler yaşama tutunma çabasını ve direncini kendileriyle bütünleştirdi. Berkin Hastaneye 14 yaşında girdi . 269 Gün sonra 15 yaşında 16 kiloya düşen kilosu ile daha fazla yaşama tutunamayarak aramızdan ayrıldı.
Aynı 28 Eylül 2009’da Diyarbakırın Lice ilçesinde boş bir arazide koyun otlatırken üzerine bir anda düşen havan mermisiyle hayatını yitiren, annesinin parçalanmış vucudunu kucağında taşıyan 12 yaşındaki Ceylan Önkol gibi.
25 Şubat 2004’de Mardinin Kızıltepe ilçesinde Babasıyla birlikte terörist diye 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz gibi ve burada adını sayamayacağım yüzlerce çocuk gibi.
Çocukları gözünü kırpmadan katleden bir iktidarı uzun süre hiç bir toplum sırtında taşımaz.
Berkin bir semboldür bundan böyle. Türkiyede halkların birlikte mücadelesinin sembolü. Ölümünden devlet sorumludur.
12 mart 2014 yılı Türkiyede devlet toplum ilişkilerinde bir milat olacak . Toplum sahtekarlara, soygunculara, katillere dur demenin destanını yazmaya başladı bile.
Bu seçim sonuçları vicdanın, onurlu yaşam isteminin yüzdesini sunacak. Berkin bize bu imkanı sunuyor. Daha bu günden görünen budur.
Çocuk katili bu devletin başbakanın adıdır. Tarih bunu yazacak.
622 kez okundu.