Almanya sokaklarında bir Kürt Kadını: Fatoş ve ırkçılığın utancı | Enver Enli

Türk ırkçılığı her yerde…

Bu yazımda sizlere, Almanya sokaklarında kendi anadilinde şarkı söyleyen genç bir Kürt kadını, Fatoş Erekli’yi anlatacağım. Fatoş Erekli nasıl gündem oldu, diye soracak olursanız; geçtiğimiz günlerde Mannheim Paradeplatz Meydanı’nda gitarıyla müzik yaparken maruz kaldığı ırkçı saldırıdan sonra tanıdım onu.

14 Haziran 2025 akşamı eve geldiğimde, sosyal medyada karşıma bir video çıktı. Yunanistan’dan bir arkadaşım Yannis’in paylaşımıydı. Videoda, yaşadığımız şehir Mannheim’da bir Türk ırkçısı kadın, “Ben Türküm, ben Türküm!” diye bağırarak Fatoş’un müziğini engellemeye çalışıyordu. Gözlerime inanamadım. Videoyu defalarca izledim. Irkçılığın nasıl tavan yaptığı, insanlık adına utanç verici bu görüntüler beni derinden sarstı.

Kendi deneyimlerimden, sürgünlükten, sokakta karşılaştığım nice sessiz direnişten biliyorum ki, müzik umut taşır. Ama bu olayda sokak müzisyeni Fatoş Erekli, sadece gitarıyla şarkı söylerken, yoldan geçen bir kadın ona sözlü tacizde bulunuyor:

“Burada Kürtçe müzik yapamazsın. Benim lügatımda Kürtçe diye bir dil yok!” “Burası Türk toplumunun, yoğun olduğu bir yer, sen nasıl Kürtçe söyleyebiliyorsun”, “Dünyanın her yerinde, Türk toplumu ve Türk toprakları olduğunun farkında mısın”, “Çalamazsın, benim mirasımda Kürt ağzının işi yok”

Fatoş Erekli ise ona sakin ama tok bir sesle şöyle yanıt veriyor: “Eğer öyle bir dil yoksa, söylediğim şarkının Kürtçe olduğunu nereden bildin?”

Bu cevaptan sonra kadın daha da saldırganlaşıyor. “Sen kimsin?” diye çıkışıyor. Ardından yine bağırarak “Ben Türküm!” diye tekrarlıyor. Neyse ki meydanda bulunan bazı insanlar duruma müdahale edip saldırgan kadını uzaklaştırıyor.

Bu yaşananlar ne Türkiye’de ne Ortadoğu’da… Almanya’nın en merkezi, en kalabalık meydanlarından birinde oluyor: Mannheim Paradeplatz’ta.

Fatoş Erekli bu olaya hâlâ inanamıyor. 2022’nin Kasım ayında, ekonomik nedenlerle Almanya’ya gelmiş. İllegal yollarla değil; açık bir şekilde iltica başvurusu yapmış. Yaklaşık bir yıl önce ilticası kabul edilmiş. Entegrasyon sürecinde, bir yandan Almanca kurşuna gidiyor, bir yandan da çocukluğundan beri tutkusu olan müziğini sokaklarda insanlarla buluşturuyor. Stuttgart, Frankfurt, Mannheim, Heidelberg, Heilbronn ve Darmstadt gibi şehirlerde müzik yapıyor. Güzel sesiyle, gitarıyla dikkat çekiyor, insanlar ilgileniyor, videolarını çekiyor.

Olayın yaşandığı gün, ben de yanından geçmiştim. Gitarıyle Mannheim’ın kalabalık köşelerinden birinde müzik yapıyordu. İnsanlar durmuş dinliyordu. Daha önce birkaç kez denk gelmiştim ama iş yoğunluğum nedeniyle tanışamamıştım. Bu sefer kararlıydım; dönüşte fotoğrafını çekmeyi planladım. Fakat döndüğümde orada yoktu. Kendi kendime “Yine yetişemedim” diyerek hayıflandım.

Eve geldiğimde videoyu görünce dehşete düştüm. Olay yaşanmış ve hatta bazı haber sitelerine de düşmüştü. Böyle bir durumda insan ne bekler? Kendine yakın hissettiği kişi ve kurumların tepki vermesini…

Ama maalesef hiçbir tepki gelmemişti. Çok uzaklarda protesto eylemleri yapan, “faşizme karşı omuz omuza” sloganlarını eksik etmeyen kurumlardan ses çıkmadı. Sessizlik çok şey anlatır bazen. Bu sessizlik beni daha da yaraladı.

Birkaç duyarlı arkadaş ve kurum olarak olaya tepki göstermeye karar verdik. Mezopotamya Kültür Merkezi, Ronahî Berivan Kadın Grubu ve Die Linke Milletvekili Gökay Akbulut’un desteğiyle harekete geçtik. Saldırgan kadının Mannheim’da bir hastanede hemşire olarak çalıştığını öğrendik. Adını biliyoruz (şimdilik kamuoyuyla paylaşmıyoruz). Hastaneye birçok mail atıldı, öyle ki hastane bir süre mail servisini kapatmak zorunda kaldı.

Fatoş Erekli ile de temasa geçtik. Mezopotamya Kültür Merkezi’nde, Rojava Dayanışma Komitesi ve Ronahî Berivan Kadın Grubu üyeleriyle bir araya geldik. Fatoş oldukça genç, yaşadığı şoku atlatamamıştı. Onu yalnız olmadığını söyleyerek destekledik. Kendi isteğiyle, yanında bir tercümanla birlikte suç duyurusunda bulunmak üzere başvurusunu yaptı.

Fatoş, olayın peşini bırakmayacağını söylüyor. Irkçılığın bir insanlık suçu olduğunu, kim yaparsa yapsın bunun cezasız kalmaması gerektiğini düşünüyor. Önümüzdeki günlerde davayı birlikte takip edeceğiz. Gelişmeleri kamuoyuyla paylaşacağız.

Ayrıca duyarlı kurumlarla bir araya gelerek, ırkçılığı kamuoyunun önünde, mahkeme kararlarıyla bir insanlık suçu olarak somutlaştırmak istiyoruz.

Fatoş Erekli, sakin ama güçlü bir mesaj da veriyor topluma:

“Hiçbir halk düşman değildir. Hiçbir kültür yok sayılamaz. Ben kendi anadilimde şarkılar söylemeye devam edeceğim.”

Ve son söz olarak şöyle diyor: “Savaşsız, barış içinde bir dünya herkesin hakkı…”

Fatoş Erekli’ye müzik yolunda anadili Kürtçeden başlayarak evrenselleşmesi dilekleriyle başarılar. Yolu açık olsun…


Enver Enli – 20.06.2025

29 kez okundu.

Check Also

SIRRI AYHAN’IN SUYA KARIŞAN SÜRGÜN KİTABI YAYINLANDI

Suya Karışan Sürgün, Sırrı Ayhan’ın son çalışması olarak Sidar Yayınları tarafından  Nisan 2025 tarihinde yayımlanmıştır. Sırrı …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir