Kimin yaptığı belgeli; “Tıpkı Suruç’ta kullanılan patlayıcı maddeler kullanılmış”.
Sözün bittiği yerdeyiz! ‘Avrupa’nın bu kan deryasına seyirci kaldığı, ‘savaş var, mültecileri nasıl istif edeceğiz’ diye papağan gibi öttüğü; BİR KEZ DAHA YİNE-YENİDEN SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ!
Bir yılın 365 gününde, anma yapmayacağımız tek günün bırakılmadığı, her güne insan öldürülmelerinin sığdırıldığı: SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ!
Kurban kanlarını ‘hak’ için akıttıkları bayram günlerinin ardından; devrimci-demokrat-ilerici insanların ‘kökünü kurutma’ iddiaları yolunda akıttıkları kanın anlamını, biz onlara tekrar etmeyeceğiz.
Unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Birdik bin olduk, binler olmaya devam edeceğiz!
10 Ekim’de Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ni gerçekleştirmek üzere yollara düşüldü.
Ankara’ya ulaşıldı. Ankara, Ankara, Ankara’ya! Ve bir ülkenin Başkenti, bu kadar pervasızca, gözü dönmüşçesine kana bulandı!
Daha Suruç’taki çocuklarımızın kanlı bedenleri gözümüzün önünde capcanlıydı. Daha onların analarının acıları taptaze, ağıtları dinmemişti!
Daha Ekin Wan’ın çırılçıplak atılmış bedeni gözümüzün önünden gitmemişti!
Daha Hacı Lokman Birlik’in zırhlı bir aracın arkasına bağlanıp sürüklenişinin, üzerinde çıkan kurşun sayısının dehşeti dinmemişti!
Daha nice katliamın hesabı verilmemişti!! Bütün bu kan deryasına, gür bir sesle HAYIR demek, acılarını-öfkelerini ortak haykırmak; ‘emek-barış-demokrasi’ mücadelesine atılan ateşlere, “bir kova su da bizden” demek isteyen binlerce insan Ankara’ya ulaştı.
Ve yine her yer çığlıklara, kızıllığa, barut-yanık-kan kokularına büründü!!!!
Barış ve Demokrasi için gerçekleşecek bir miting; 500’ün üzerinde yaralı, 100’ün üzerinde yitirilen yaşamla yeni-yine bir KATLİAM olarak tarihe yazıldı.
Katliamı kim gerçekleştirdi? Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın balistik incelemelerden sonra yaptığı açıklama yeterli; “tıpkı Suruç’ta kullanılan patlayıcı maddeleri kullanılmış”.
Türkiye toprakları bir Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ni; barut-yanık-kan kokularıyla tarihine kazıdı!!!
Avrupa Sürgünler Meclisi olarak:
Üzerine apansız kan sıçrayan eylemcilerin, yaralıların hayatlarını kurtarmak için koşuşturanların , ‘evladım-eşim-kardeşim sağ mı’ diyerek ölü bedenleri kucaklamak zorunda kalanların; tarifine artık sözün yetmediği acılarını yürekten paylaşıyoruz. Biz siziz, siz bizsiniz; “biz BİZİZ” diyoruz.
ÜZGÜNÜZ! ÖFKELİYİZ!
UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ!
Avrupa Sürgünler Meclisi
Ekim 2015
349 kez okundu.