Düzenlemeye göre herhangi bir “terör” örgütüne üye olanlar veya Almanya dışında herhangi bir terör örgütü için mücadele edenler başka bir vatandaşlıkları daha bulunması halinde vatandaşlıktan çıkarılacak. Bu tasarıyla 129 b maddesine istinaden dava açılan politik sürgünlerinde vatandaşlık haklarının iptali hedefleniyor. Alman`yanın son yıllarda anti demokratik uygulamalarının arttığı ve politik çalışma içinde olan bir çok siyasi çevreye yönelik davalar açtığı ve tutuklamalar gerçekleştirdiği biliniyor. 

Yasa tasarısında ayrıca şu ayrıntılar yer almakta;

Çok eşli olanlara ve Alman yaşam kültürünü benimsemeyenlere de vatandaşlık verilmeyecek. Meclise sunulan değişiklik maddesiyle vatandaşlık yasası terörle mücadele, çok eşlilik ve kimlik hilelerine karşı revize ediliyor.

Alman vatandaşlığına geçerken yanlış beyan ve belge veren kişilerde 5 yıl olan geriye dönük işlem yapma süresi ise 10 yıla çıkarılıyor. Ancak yasa tasarısına eklenen “Alman yaşam kültürünü benimsemiş olma” ibaresi eleştiri konusu oldu. Yasa tasarısı aleyhine söz alan Sol Parti milletvekili Ulla Jelpke, hükümetin bu ibarenin arkasında ‘öncü kültür ilkesini dayatmak’ isteğinin olduğunu savunarak bu ibareyle yasa tasarısının hukuki temellerden yoksun olduğunu gösterdiğini belirtti.

Yeşiller’den Filiz Polat ise yeni yasanın Almanya’nın göç politikasına zarar verdiğini belirterek yasayla Almanya’nın bu konuda 80’li yıllara geri döneceği eleştirinde bulundu. Vatandaşlıkla ilgili yasal düzenleme için Alman vatandaşlığına geçişlerde ilgili memura keyfi davranma imkânı getirebileceği eleştirisi de yapılıyor. Yasa tasarısının uygulamaya geçirilebilmesi için Federal Eyalet Temsilciler Meclisi’nde de (Bundesrat) onaylanması gerekiyor.