Alman Mahkemesi’nin çirkin teklifine yanıt: “Devrimci irade teslim alınamaz! “

Mehmet Yeşilçalı

Sürgünde tutsaklara yapılan ibretlik teklif:

“Cezanın ne kadar olacağı kendi elinizde, suçlamaları kabul edin, mahkeme ile işbirliğine açık olun salıverilmenizi değerlendirelim“ tarzında şantajcı bir yaklaşım

MÜNiH – 29 Mayıs 2017-  Bugün, TKP/ML davasından tutuklu 10 devrimci komünistin yargılandıkları davanın duruşması görülmeye devam edildi.
15 Nisan 2015`te Avrupa çapında  uluslararası emperyalist devletlerin saldırılarına ve tutuklama operasyonlarına mağruz kalan devrimcilerden 10 ATiK aktivisti tutsağın, tutuklulukları halen devam etmektedir.

Almanya hapishanelerinde bulunan  TKP/ML üyesi oldukları iddia edilen  10 devrimci : Müslüm ELMA,  Seyit Ali UĞUR, Sinan AYDIN, Deniz PEKTAŞ, Sami SOLMAZ,  Haydar BERN, Musa DEMİR, Erhan AKTÜRK, Mehmet YEŞİLÇALI, D. Banu BÜYÜKAVCI;  15 Nisan 2015 tarihinden bu yana tutsaklar.
129 a/ b diye bilinen “başka ülkede terör faaliyeti”ni  desteklemek ve yardımcı olmak şeklinde yorumlanan ve egemen sınıflarca devrimci faaliyetleri engelleme ve sınırlamayı amaçlayan keyfiyetçi yasaya istinaden, 17 Haziran 2016 tarihinde açılan TKP/ML davası, politik toplu dava olması bakımından Avrupa`da pilot bir dava özeliğini taşımakta.

TKP/ML’nin Türkiye’de sürdürdüğü devrimci mücadele ve faşist devlet şiddetine karşı zorunlu karşı koyuşunu “terör” faaliyeti olarak adeden Münih OLG Mahkemesi ve Avrupa devletlerinin, TKP/ML adına devrimci faaliyet yürütenlerin iltica başvurularını kabul etmesi ve hukuksal statüler tanıması ise ayrıca bir paradoks var etmektedir. Çünkü yargılanmaya çalışılan devrimcilerin bir kısmı Almanya, Fransa ve İsviçre’de  iltica başvurusu kabul edilmiş ve siyasi sığınmacı statüsü tanınarak oturum hakkı verilmiş insanlardır.

TKP/ML herhangi bir Avrupa veya dünya ülkesinde yasaklı bir örgüt değil.
Türk emniyet ve istihbarat kurumlarının sunduğu bilgileri ve gazetelerde çıkan haber ve değerlendirmeleri “belge” ve “kanıt” olarak kabul eden Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi yargıçları, yürütmekte oldukları davanın hukuki dayanaklarının çürük olduğunu kendileri de bilmektedir.

2003 yılından başlayarak 2014 tarihine kadar çeşitli sıklıkla ve aralıklarla teknik takip ve telefon dinlemeleri, ortam dinlemesi, ev ve toplantı salonlarına dinleme cihazları yerleştirme suretiyle yapılan siyasi konuşma ve sohbetleri “delil” olarak sunmaya çalışmalarında dahi “suç” sayılabilecek kanıt bulamadıkları da  açıktır.

Davanın başladığı günden buyana Alman medyası ve çeşitli uluslarası medyada davanın, Münih Komünistler davası olarak adlandırılmasından da anlaşılacağı üzere, TKP/ML davası olarak açılan ve yürütülmekte olan bu dava, siyasi bir davadır. Ve Münih’te iki sınıf çatışmaktadır.
Dünye işçi ve emekçilerinin, ezilenlerin kurtuluşu için mücadele eden, bu uğurda yıllarca Türk devletinin zulmüne ve işkencelerine mağruz kalmış, hapis yatmış, takibata uğramış devrimci komünistler ile sömürücü egemen sınıfların/burjuva devletinin yargısal temsilcileri arasında süren sınıflar mücadelesi.

İşte bu Mücadele bugünde Münih OLG mahkemesinde devam etti.

2 yılı aşkın süredir tutsak edilen devrimcilerden Mehmet Yeşilçalı’nın sağlık durumundan dolayı tutuksuz yargılanması yönünde savunma avukatları olan Franziska Nedelmann ve Avukat Ulrich v. Klinggräff  tarafından verilen dilekçe bugün Yargıçlar Senatosu tarafından red edildi.

Mehmet Yeşilçalı`nın mahkemede iyi hal göstermemesi, sorgusunda bilgi vermemesi ve işbirliğine açık olmaması gibi aslında devrimcileri kişiliksizleştirmeye ve ajanlaştırmaya yönelik olan uygulamalara karşı gösterilen tavırlar gerekçe tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Alman yargıçları tutsak devrimcilerin sağlık durumlarının bozuk olduğu koşullarda, zayıflık gösterebileceğini ve itiraflarda bulunabileceği gibi bir yaklaşımı esas alarak; “Cezanın ne kadar olacağı kendi elinizde, suçlamaları kabul edin, mahkeme ile işbirliğine açık olun salıverilmenizi değerlendirelim“ tarzında şantajcı bir yaklaşım göstererek aslında kendi zayıflıklarını göstermişlerdir.
Tutsak Partizan Mehmet Yeşilçalı`nın kendisinin sağlık koşullarının iyi olmadığı bir süreçte tedavi amaçlı olarak tutuksuz yargılanma dilekçelerine verilen ahlaksız yanıtın ve yapılan teklifin “…beklentileri, burjuva savcı ve yargıçlarının  devrimci iradeyi tanımadıklarına bir işarettir. Biz işkenceler ve uzun yıllar zindanlarda esir edilmiş devrimcileri teslim alacaklarını sananlar boşa uğraşmasınlar. Devrimci irade teslim alınamaz “diyerek kararı protesto ettiğini bildirmiştir.

Tutsak avukatları ve davanın diğer tutsaklarının 2 Haziran Cuma günü bu duruma tepki koyarak reddi hakim talebinde bulunacakları belirtildi.

Devrimci tutsaklarla dayanışmak ve onların yalnız olmadıklarını göstermek için; 02 Haziran Cuma günü saat 11.00`de  Münih OLG mahkemesi önünde kitlesel bir miting ve basın açıklaması yapılacağı duyuruldu.
UPOTUDAK yapılacak dayanışma mitingine tüm devrimci, demokrat ve yurtsever kurum ve bireyleri katılmaya; devrimcileri sahiplenmeye çağırdı.

188 kez okundu.

Check Also

SÜRGÜNLÜK VE ETNOLOJİ – Engin Erkiner

            Sürgünlükle ilgili incelemeler, bu sürgünlük ülke içinde veya dışında …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir