26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü olması vesilesiyle İHD basın toplantısı düzenledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi; bugün Türkiye’de işkence ve şiddetin boyutu ve uygulamaları, yürürlüğe giren yasalar, devletin yasa ihlalleri, devlet terörü göz önüne sermek için bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Şebnem Korur Fincancı ve İHD İstanbul Şube Başkanı Baki Boğa’nın konuşmaları üzerinden devam eden basın toplantısında; Türkiye sermaye devletinin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi tarafından alınan karara göre “İşkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza, her koşulda ve özellikle de gözaltında, sorgulama sırasında ve kişinin terör eylemleri ile suçlanması ya da bu suçtan ceza almış olması durumunda dahi, mahkûmiyet kararına neden olan suçun doğası ne olursa olsun mutlak olarak yasaktır” tanımı belirtilerek Kürt Sorunu ile ilgili toplantı ve gösterilerde lokal olarak, daha sonra Haziran direnişi ile birlikte tüm ülke sathında yaşanan toplantı ve gösterilere yönelik orantısızlığının çok ötesinde kayıt dışı ve linççi nitelikteki bir polis şiddeti söz konusu olduğu ifade edildi.
Polisin bir adli işlem yapma amacı dışında sırf cezalandırmak ve intikam almak amacıyla başvurduğu bu şiddetin yetkililerin iddia ettiği gibi PVSK kapsamında başvurulan “zor kullanma yetkisi”yle açıklanamayacağı belirtildi.
Fincancı 1980 ve 1990’lardaki gibi elektrik, askı, falaka gibi işkencelerin günümüzde yapılmadığını ancak günümüzde işkencenin tarzının ve araçlarının değiştiğini vurgulayarak, özellikle F Tipi hapishaneleriyle insanların yoksun bırakıldıklarına ve ciddi sağlık sorunları yaşadıklarına dikkat çekti. Ayrıca devletin kolluk kuvvetlerinin saldırmalarını, gözaltına alırken ve gözaltındaki çıplak arama gibi onur kırıcı uygulamalarla işkencenin stilinin psikolojik bir hal aldığının altını çizdi.
İşkenceciler cezasız bırakılıyor!
Boğa ise yaptığı konuşmasında devletin kolluk kuvvetlerinin rahatlıkla işkenceye başvurmalarında cezasızlık sisteminin olmasını belirtti. İşkencenin, günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde devletler tarafından insanlık dışı bir cezalandırma, yıldırma/sindirme aracı olarak kullanıldığını ifade etti.
Son dönemlerde öne çıkan bir başka uygulama ise gözaltında ya da hapishanede zor kullanılarak ve kişinin rızası olmadan “Savcılık talimatı ile” kan ve tükürük örnekleri alınması ile çıplak arama yapıldığını ifade eden Fincancı son bir yıl içerisinde “işkence gördüm” şikayetiyle gelen başvuruların geçen yılın verilerine göre 3 kat arttığını, gözaltında son 5 ayda 3 şüpheli ölüm gerçekleştiğini, 5848 gözaltının şiddete maruz kaldığını bildirdi.
Fincancı ve Boğa’nın konuşmalarının ardından basın toplantısı; işkence görenlerle dayanışmaya çağrı yapılarak sonlandırıldı.
2866 kez okundu.