TÜRK BAHARI MI?

Sorunun sorulabilmesi, “Bu ülkenin bahara ihtiyacı var” demek anlamına gelir.

Ne ki, Cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük halk hareketine bakıp da “Evet, bu Türk baharıdır” demek yetmez.

Bu nasıl bir bahardır ve Arap ülkelerindeki bahardan, öteki adıyla Arap baharından farklılıkları nelerdir?

Birinci farklılık: Arap ülkelerindeki halk hareketlerinin karşısında laik görünen yönetimler vardı. Laik görünen diyorum çünkü bu ülkelerde İslamcılığın günlük hayata etkisi bizdekinden fazladır.

Laik görünen yönetimler altında bile örneğin Mısır Havayolları’nda uçak havalanmadan önce “kaza duası” okunurdu.

Arap ülkeleri arasında en laik görünen Suriye’de bile hafta tatili Cuma günüdür.

Arap ülkelerinde islamın günlük hayata etkisi hissedilebilecek kadar fazladır.

Bu ülkelerde Müslüman Kardeşler yasaklanmıştı. Mısır’da parti olarak da örgütlü olan Müslüman Kardeşler seçime ancak sınırlı sayıda adayla katılabiliyordu. Sivil toplumdaki örgütlülükleri sayesinde yasağı bir derece kırabilmişlerdi.

Bizde ise tersine bir durum vardır.

AKP iktidarı görünürde bile laik değildir ve asıl amacı günlük hayatı aşamalı olarak İslamlaştırmaktır.

Kaba bir benzetmeyle söylersek, Arap ülkelerinde iktidarlara karşı çıkan, bizde iktidardadır.

Bu nedenle Mısır’daki Müslüman kardeşler yönetiminin AKP’yi desteklemesi normaldir çünkü gelecekte benzeri bir halk hareketiyle karşılaşabileceklerinden çekinmektedirler. Ne zaman olur bilinmez ama Mısır’ın muhtemel geleceği AKP değil, Taksim’dir.

İkinci farklılık: Türkiye dışa bağımlı olsa da kapitalizmin oldukça gelişmiş olduğu ve Arap ülkelerine göre modern bir ülkedir. Modernlik halk hareketinin kentliliğinde, yaratıcılığında ve onu bastırma yöntemlerinde de kendini gösteriyor.

Bizdeki gibi eylemler Suriye’de olamazdı. Oysaydı, ölü sayısı şimdiden on bin kişiye ulaşmıştı. Orada gaz değil, barışçı gösteriye bile kurşun sıkıyorlar.

Bu farklılıkta başbakan ya da devlet başkanının kişisel özellikleri de rol oynamakla birlikte, asıl belirleyici olan ülkenin yapısıdır. Halk hareketinin dünyanın her yanında büyük ilgi uyandırmasının bir nedeni de budur. Kentlilik her yerde birbirine benzer ve değişik ülkelerden çok kişi, bu nedenle, Türk halkının eylemliliğinde kendine benzer yanlar buluyor.

Üçüncüsü: Adına ister Türk baharı isterseniz başka şey deyin, bu hareketin en önemli özelliği kimlik politikasıdır, kimliğine sahip çıkmaktır.

Beni tanımak zorundasın, beni dikkate almak zorundasın.

Yüzde kaç oy almış olursan ol, bana tepeden bakamazsın!

Kimlikleri çiğnenenler, hiçe sayılanlar, dikkate alınmayanlar bu nedenle bir aradadır.

Muhalefetin fazlasıyla çeşitli olması buradan kaynaklanıyor.

Aralarında farklılıklar var, fazlasıyla var, ama birleştirici yön ağır basıyor.

Dördüncüsü: Arap ülkelerinin aksine toplumun büyük bölümünde örgütlü bir muhalif güç bulunmuyor. Orada genellikle Müslüman Kardeşler örgütlüydü ve nitekim serbest seçim yapılan her ülkede de çoğunluğu ele geçirdiler.

AKP dışındaki sağcılar, CHP, MHP, ulusalcılar ya da sosyalistler…

Hiç birisinin bu halk hareketini kendi çerçevesi içinde tutabilecek kadar örgütlü bir gücü bulunmuyor.

Şimdiye kadarki süreçte görülebilen başlıca farklılıklar bunlardır.

Bakalım bundan sonra neler ortaya çıkar?

 

enginfoto2

380 kez okundu.

Check Also

SÜRGÜNLÜK VE ETNOLOJİ – Engin Erkiner

            Sürgünlükle ilgili incelemeler, bu sürgünlük ülke içinde veya dışında …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir