Selma Metin
Direnişçiler
biz direnişçiler;
yaralarımıza sevgi sürüp sardık
umut sağalttık acılarımızdan
yine çoğul türküler söyledik
yine sınırsız düşler kurduk
yine sımsıkı tutunduk
çocuk gülüşlü hayata
‘yaşıyorum’ diye haykıran
inatla heyecanla çarpan
o temiz yüreklerimiz
o yaralı bedenlerimiz
yaralarına basıp doğruldu
dayanışmayla yeniden üremeyi
yaşamı örgütlemeyi
adım adım büyütüyoruz…
Nihat Göktaş
Düşüncelerinden dolayı mahkum edilen, işkencehanelerde ve hapishanelerde insanlık dışı uygulamalara maruz kalan, onurlarını korumak ve insanca yaşam için en kötü koşullarda canbedeli direnişler sergileyenler, direnişçiler; evet, yaralarına sevgi basıp sarmışlar. Dayanışmayla yeniden çoğalmayı başarmışlar. Dostluk-sevgi ve dayanışma, bu topluluğun esas dokusu olmuş ve en güzel yanı da bu dokunun, bu topluma aşı fonksiyonu görme çabası!
Wernicke Korsakoff ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi 4 Eylül-13 Eylül tarihleri arasında 5. Yaz Kampı’nı Altınkum-Didim’de gerçekleştirdi. 150 civarında katılımcısı ve çok sayıda ziyaretçisi olan Yaz Kampı’ndan, devletin gerici saldırıları da eksik olmadı. İlk gün görme engelli olan bir arkadaş Delil Akkurt, önce gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Adli Tıp Raporu’yla, yani sağlık nedenlerinden dolayı serbest bırakılmış olan Delil, bu raporun polis kayıtlarına geçmemiş olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Daha sonra çıkarıldığı mahkemede, savcının bu raporu görmesine rağmen; Delil Akkurt en az ‘6 ay tekrar cezaevinde kalmalı’ kararı verilerek keyfi olarak tutuklandı. 5 Eylül’de, Delil’in tutuklanmasını protesto etmek için basın açıklaması yapmak isteyen 3 arkadaşı gözaltına alındılar ve hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden bir gün alıkonuldular. Bütün bu ‘tatsızlıklar’a rağmen Kamp, ‘acıyı bal eyleme’de uzmanlaşmış arkadaşlarca coşkulu olarak sürdürülmeye devam edildi.
Eğlence, tarışma, piknik ve sohbetlerle, tecrübe alışverişlerine yer verilen Kamp Programı’nda; özellikle hasta-engelli arkadaşlarla, tüm engeller ‘kaldırılarak’, kısa da olsa güzel bir zaman geçirildi.
Wernicke Korsakoff ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi’nin çıkarmış olduğu çalışma programını şöyle özetleyebiliriz:
Engelli arkadaşların birlikte kaldığı ortak ev ve iş-meşguliyet atölyesinin iyileştirilmesi ve kurumsallaştırılması başta olmak üzere:
-Sağlık Merkezi oluşturma
-Gönüllü çalışacak olanların hazırlanması, kısa eğitimden geçirilmesi
-Kırda bir çiftlik ve Yaşam Rehabilitasyon Evi’nin kurulması
-Arşiv oluşturulması
-Direnişçilerin kendi ürünlerinin yayınlanması
-Belgelerin hazırlanması
-Direnişçiler için araç alınması
Bu çalışma programı; 10 yıllık çalışmalar-deneyimler sonucu, dayanışmacı arkadaşlarla birlikte yapılan bir Çalıştay’la, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın da(TİHV) desteğiyle somutlaştırılıyor. Arkadaşlar, Kamp sonrası bir kampanya ile bu çalışma programlarını anlatıp, kamuoyuna daha geniş destek ve dayanışma çağrıları yapacaklar.
Arkadaşlar DAYANIŞMA POSTASI adlı bir Bülten’in, 1. sayısını çıkararak, yayın hayatlarına adım atmış bulunuyorlar. Programlarını içeren bir broşürleri de mevcut.
Geçen yılki ziyaretimizde gördüğümüz Wernicke Korsakoff hastası arkadaşların; tedavi ve yoğun çabalarıyla birlikte, bu dayanışma-dost ağı içerisinde ciddi bir iyileşme yolu katetmeleri, bize ciddi bir sevinç kaynağı oldu.
Kampta Cumartesi-Direniş Anneleri’nden Gülmez Ana, Zeynep Ana ve Çolak Ana ile de sohbet etme fırsatımız oldu. Ölüm Orucu’nda yaşamını yitiren Nergiz Gülmez ve Lale Çolak’ın anneleri! Bütün günlük sohbetlerinde, direnişlerde yaşadıklarını tüm dostlara hatırlatmaktan vazgeçmeyen bu ANALARIMIZ; yaşama tutunan diğer evlatlarıyla birlikte, direngenlikleri ve şefkatleriyle bu dayanışmanın YAPI TAŞLARIYDILAR.
Not: ‘Wernicke Korsakoff ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi” linkinden, Dayanışma Ağı haberlerini izleyebilirsiniz.
Aşağıdaki Kampa ASM’ nin Mesajı
Kendi yayın organlarından alınmışdır.
7 Eylül 2015 Pazartesi
Avrupa Sürgünler Meclisi’nden Dostlarımızdan Mesaj Var
Avrupa Sürgünler Meclisi’nden dostlarımız Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi olarak düzenlediğimiz 5.Yaz kampımız için bize mesaj yollamış…
“Dayanışma halkların inceliğidir…” iyi ki varsınız…
“Bunca yıl çok ışık birikti avuçlarımda\ senin olsun\ Esinlen sevgi dokuyan ellerimden\ Bunca yıl şiirin, kardeşliğin kavganın\ Has bahçesinde yarattığım bu gerçeği.\ Sabrım senin olsun.\ Aşkım senin olsun-Acıların sütüyle büyüttüğüm umutlar\ Mahpushane avlularında boy verdi.\ Dolunay menekşelendi kirli kara camlarda.\ Her görüşte yeniden vurulduğumuz ana evren\ Özgürlüğe boyadı saksımdaki çiçeği\ Senin olsun.-Biz ki acılar döneminden\ Ellerimizi kirletmeden geçtik\ Direncim senin olsun.\ Sevgim senin olsun..”- Şükran Kurdakul-
Ortak şiirlerimiz, ortak türkülerimiz, ortak hasretlerimiz…
Önceki yılki Yaz Kampınız’da izlediğimiz çekimlerinizle, binlerce kilometre uzağa taşıdığınız biz, hepimiz. Ve yanıbaşımızda bitiveren, filizlenen; ortak kavuşma sahnelerimiz!
Seza, Memik, Eyüphan, Ümit Efe, Fehmi, Analar…daha adını bilmediğimiz, belki sadece yüzlerini tanıdığımız yığınla insan…
Muzo’nun daha dilimizden düşmeyen, “vız gelir celladınız, sehpalarınız”ı seslendirişi…..
Çok söze gerek yok; bu bizim ortak tarihimiz!
Belki birbirimizi hiç tanımadık, hiç görmedik.
Birbirimizden çok uzaklara savrulduk belki.
Kimimiz düştük bu kavgada.
Kimimiz hala zindanlarda.
Kimimiz o şehirde, kimimiz bu şehirde, kimimiz sürgünde!
Ama biliyoruz ki, dünyanın neresinde olursak olalım; benzeri görülmemiş ortak tarihlerin tanıklığını yapanlardık. O tarihlerde ortak yürüyenler, birbiri için canını verenlerdik. Hayatımızın hiçbir evresinde tanımadığımız en yoğun sevgiyi, özgür geleceğe olan sevgimizi ortak taşıyanlardık.
Ve biliyoruz ki; biz tarihimizi unutmadık! İyisiyle kötüsüyle, doğrusuyla yanlışıyla, omuzomuzalığıyla, hatta hatta ihanetleriyle..
Çok ama çok uzaklardayız. Ancak, her türküde, her şiirde, dilinizden dökülen her anıda tüm yüreğimizle yanyanayız. Siz bizlerden, biz sizlerden hiç ayrılmadık…
Nazım’ın dediği gibi; dünyanın neresinde olursak olalım, hasretlerin adını en iyi bilenler olduk. Ve Avrupa Sürgünler Meclisi olarak, hepimiz-hepinizi; hasretlerimizin bütün renklerinin sıcaklığıyla sevgiyle sımsıkı kucaklıyoruz…
Bu güzel “çeliğe su verenler” buluşmasını gelenekselleştirme emeğinizi saygıyla selamlıyoruz.
Zindan duvarlarından, uzak ellerden, kırlardan-kentlerden…nerede buluşuluyorsa ortaklaşan sesimizden coşku duyuyoruz. Unutmayın ki, bizde sizlerle yeniden filizleniyoruz.
Gelenekselleşen bu buluşmanızda, bir gün, ama mutlaka birgün ortak halaylara duracağımıza olan inancımızla:
İYİ Kİ VARIZ DİYORUZ!
ASM
849 kez okundu.