Ufuk Bektaş Karakaya
Dünyanın sevimli ve güzel insanlarıdır kadınlar. Hayatın yarısını oluşturan analarımız, eşlerimiz, bacılarımız, sevgililerimiz, kızlarımız ve yoldaşlarımızdır kadınlar. Nabız atışlarımızı hızlandıran, bizi heyecanlandıran, hüzün ve sevince boğan, sokaklarda koyun gibi kesilen kadınlarımız… Gözgöze geldiğimizde yüregimizi ürperten, ses tellerimizi titreten, biz sevindikçe mutlu olan, istemediğimiz de hayatına kasdetip mezara gönderdiğimiz sevgililerimiz, eşlerimizdir kadınlar…
Dünyanın sevimli, mücadeleci güzel insanlarıdır kadınlar. Sevilesi, okşanılası, küçük bebelerle bizleri çoğaltarak, geleceği müjdeleyen eşlerimizdir kadınlar. Kışı yazlaştıran, güzü baharlaştıran, kızlarımızdır. Şiirlerimizde en güzel imge ve sözcüklerle anlattıgımız sevgililerimizdir. Adına türküler bestelediğimiz analarımız, şarkılar yaptıgımız sevgililerimiz, ezgili marşlar söylediğimiz yoldaşlarımızdır…
Filmlerimize konu, şiirlerimize tema, romanlarımıza kahraman olan yine onlardır. Çiçekler gibi koklanan, dokunup okşanan, güzellikler ve gülücükler saçan, ama biz erkeklerden kat be kat fazla sömürülen, horlanan, aşagılanan, bedenlerinde namuslar aranan, üzerlerinde hak iddia edilen yine kadınlardır…
Bir dakika ayrılıkları bile bize ömür boyu gelen, dayanılması zor özlemler yaşatan, uykularımızı kaçıran, bizi yemeden, içmeden kesen, dara düştüğümüzde imdadımıza koşan eşlerimiz, sevgililerimizdir kadınlar..
Hayatı sevip, bize sevdiren, yaşamı üretip yeşerten, nice güzel erdem ve güzellikleri biz erkeklerle paylaşan, yaşatan, gelecek güzel günleri ve güzel bir dünya ve ülkeyi birlikte kuracagımız yine onlardır.
Emektar ve vefakar, yeri geldiğinde hastabakıcımız, yeri geldiğinde aşçımız, bulaşıkçımız ve temizlikçimiz, yeri geldiğinde seks aracı ve çocuklarımızın anası olan, hayatı birlikte üretip, birlikte paylaştıgımız, gelecegi birlikte kuracagımız yine onlardır. Ama hak ettiği onurlu yerini yüzyılar boyunca alamayan yine onlardır. Bıkıp usanmadan erkeklerin alçakça şiddetine maruz kalan, sokaklarda koyun gibi boğazlanana yine onlardır. Öldürülmelerine, aşagılanmalarına, şiddete maruz kalmalarına, erkeklerin ilkelliklerine, kabalıklarına, şiddet ve vahşiliklerine kafa tutan yine onlardır.
Biz erkekler kafamıza iyice kazımalıyız. Bizler ne kadar hakka sahipsek kadınlarda aynı haklara sahiptirler. Kadınlardan hiç bir ayrıcalıgımız olamaz, olmamalıdır. Ekonomik ve sosyal olarak tam anlamıyla bagımsız olmalıdır. Hiçbir eğemenlik ve sömürülme tehlikesi ile karşı karşıya kalmamalı… Erkeklerin karşısında eşit ve özgür olmalıdır. Kendi yazgısınının efendisi olmalıdır. Karşı cins olması ve cinsel fonksiyonlarının gerektirdiği farklılıktan dışında hayatın her alanında önkoşulsuz erkegin karşısında eşit olmalı, eşit bir eğtimden geçmelidir. Fizik ve ruh güçlerini ve yeteneklerini ihtiyaca göre erkekler gibi geliştirmelidir. Sevgi konusunda erkek gibi kayıtsız şartsız özgür ve serbest olmalıdır. Hiçbir sınırlama altında olmamalıdır. Bedenleri de ruhları da kendi tasarruflarında olmalı. Bütün bunlar yasal güvence altına alınmalıdır. Sosyalis sistem ve devrim ve sosyalizm sonrasına bırakılmamalı. Sömürü sistemi içinde beylik lafların ardına gizlenmeden, ötelemeden, ertelenmeden, güncel mücadelesi verilmelidir. Hizmetçisi olmayan bütün emekçi kadınların 8 Mart’ı kutlu olsun!
961 kez okundu.
Sag olasin, bize ne oldugumuzu ve nasil olmamiz gerektigini gösterdigin ya da hatirlattigin icin! Ayni, hani iyi niyetli Türklerin “Kürtlerde insan” demesine benzemis! Oder “die Auslender sind auch Menschen”